Cumhuriyetçi eğitim ve ulus bilinci
Türkiye; sorunları çok, kaynakları sınırlı, potansiyelini kullanmakta zorlanan bir ülke. Ülkemizin en önemli sorunlarının başında da eğitim geliyor. Çünkü eğitim sistemi, uzun yıllardır yön duygusunu yitirmiş, yozlaşmış durumda. Ulusal, kamusal, toplumsal, sınıfsal niteliğini; laik, bilimsel, aydınlanmacı, karma, ücretsiz, eşit, halkçı karakterini yitirdiği için, Türkiye’nin gereksinimlerini karşılayamıyor. Öğrencileri, öğretmenleri, velileri ve toplumu tatmin etmiyor.
Eğitimde; ders kitaplarının içeriklerinden sınıf mevcuduna, öğretmen yetiştirme politikasından teknik donanım eksikliğine, akıl ve bilimi dışlayan yaklaşımlardan, eğitim emekçilerinin örgütlenmesinin önündeki sınırlamalara dek, onlarca sorunu bir çırpıda sıralamak mümkün. Ayrıca eğitim; sadece nitelik açısından değil, yüksek nüfus artışı, planlama yoksunluğu, kaynak yetersizliği nedeniyle nicelik açısından da sorunlu.
Eğitim; bireyin kendini geliştirmesinin, özgürleştirmesinin temel aracıdır. İnsanın kendini, doğayı, hayatı, insanlığın büyük gelişimini öğrenmesinin birincil yoludur. Eğitim bu bilgileri, neden – sonuç ilişkileriyle birlikte verir. Öncelikli amacı nitelikli yurttaş yetiştirmek olan eğitim, bilimsel ve teknik vasıfları yanında, ideolojik bir kavramdır. Yurtla, yurttaşlıkla, yurtseverlikle yoğun ilişkisi vardır. Bu gerçeği çok iyi kavramış olan Mustafa Kemal Atatürk, eğitime büyük önem vermiş, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim birliğini sağlamış, laikliği, bilimselliği, halkçılığı, aydınlanmacılığı eğitimin temeli saymıştır. Aynı zamanda, eğitimin kamucu ve kamusal yarar boyutuna dikkat çekmiştir. Akılcı ve gerçekçi bir devrimci olan, akıl ve bilimi rehber edinen Atatürk; eğitim sistemini devrimci bir anlayışla değiştirirken, Cumhuriyetin yurttaşını ve çağdaş bir ulus yaratmayı amaçlamıştır. Atatürk, 1922’de şöyle demiştir:
“Okul adını hep beraber hürmetle, saygıyla analım! Okul genç beyinlere, insanlığa saygıyı, millet ve memlekete sevgiyi, şerefi, bağımsızlığı öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için izlenmesi uygun olan en doğru yolu belletir. Memleket ve milleti kurtarmaya çalışanların, aynı zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer çalışkan bilgin olmaları gerekir. Bunu temin eden okuldur. Ancak bu şekilde her türlü girişimin mantıklı sonuçlara erişmesi mümkün olur”. (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, 2. Cilt, s: 42 – 43)
Eğitim; nitelikli insan ve yurttaş yetiştirirken, yurttaşların dil konusunda da özenli, duyarlı, dikkatli olmalarına çalışır. Bireyleri hem belli ilkelerle, değerlerle donatır hem de insanlığın büyük birikimini onlara aktarır. İnsanı aklıyla, duygularıyla, davranışlarıyla bütünlüğüne ele alır. Olgunlaşmasına, gelişmesine katkıda bulunur. Cumhuriyet Devrimi de, çağdaş insanı yaratmayı, bu yolla........© 12punto
visit website