menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İYİ Parti üzerinden siyaset mühendisliği mi yapılıyor?

35 13
16.04.2024

“Siyasi Partiler Kanunu, siyaset dünyasının yargı vasıtasıyla düzenlenmesine izin ve imkân veriyor. Dolayısı ile, Koray Aydın’ın tweetinde dediği gibi Bahçeli muhaliflerinin MHP’den ayrılması ve bilahare İYİ partiyi kurmaları yargı vasıtası ile bir siyaset mühendisliğinin eseri olabilir. Bu ihtimal ise Prof. Bilge Yılmaz’ın “şaibeli para ilişkileri” dediği, Levent Gültekin’in ima ettiği komplo teorilerinin gerçek olma ihtimalini güçlendirir.”

Muhalefete muhalefet politikası benimseyen İYİ Partinin 31 Mart yerel seçimlerini kaybetmesi üzerine Meral Akşener’in genel başkanlıktan istifa etmesi üzerine çıkan tartışmalar bir kısım komplo teorilerinin gerçek olabileceğini düşündürüyor.

Gazeteci Murat Yetkin, Cumhur İttifakının Akşener’in İYİ Partinin başında kalmasını istediğini; UNS Haber Medya Genel Koordinatörü Osman Ünsal, Mustafa Destici’ye dayanarak bunun sebebinin Akşener’in yeni anayasaya destek sözü vermesi olduğunu yazdı.

11 Nisan günü X’te uzun bir tweet yayınlayan Koray Aydın, 27 Nisan’da seçimli olağanüstü kurultay kararını iptal ettirme çabaları olduğundan bahsederek, kurultay kararından dönülmesinin İYİ Partiyi siyasi intihara sürükleyeceğini söyledi.

2016’da Milliyetçi Hareket Partisi’nde (MHP) Devlet Bahçeli’yi devirme çabalarının Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin tartışmalı ihtiyati tedbir ve iptal kararları ile önlenmesi üzerine Akşener’in de dahil olduğu parti içi muhalefet, İYİ Parti’yi 25 Ekim 2017’de kurdu. Böylelikle 2023 seçimlerinde yüzde 20 civarında oy alan milliyetçi kesim en az 3 siyasi partiye ve Sinan Oğan da sayılırsa dört kola bölündü; MHP ve İYİ Parti aynı tabana hitap eden iki zıt koalisyon ortağı haline getirildi. Böylece milliyetçiler kolayca yönetilebilecekleri şekilde düzenlenmiş oldu.

Koray Aydın, tweetinde bu süreç hakkında “toplanması için yeter sayının 3 katını aşan hatta salt çoğunluktan bile fazla imza toplanmasına rağmen” 2016 yılında yapılan MHP olağanüstü kurultayı “iktidarın açık müdahalesi ve garabet bir yargı darbesiyle engellenmişti” demekte.

Politikyol’un 9 Nisan tarihli haberine göre İYİ Parti’nin eski genel sekreteri Aytun Çıray; “Recep Tayyip Erdoğan’ın Akşener yoluyla Millet İttifakı’na sızdığını; gizli bir müzakerede bulunduğu Akşener ile Türkiye siyasetini şekillendirdiklerini analiz ettiğini” söyledi. “Meral Akşener, Recep Tayyip Erdoğan ile dirsek temasındaydı ve 6’lı masadan planlı olarak kalktı. Zamanla elimizdeki bilgi ve belgeler artacaktır” diyerek ileride haklı çıkacağını ima eden Çıray’ın beyanları Osman Ünsal’ın Mustafa Destici’den aktardıklarını teyit eder mahiyette.

Bu durumda Çıray’ın Akşener’in Altılı Masa’dan kalkma olayının fevri değil Erdoğan ile arasındaki gizli bir anlaşma sonucu sahnelenen bir hareket olduğu iddiasına hak verilebilir. Çünkü bu ihtimal, Akşener’in 6’lı Masa ilk kurulduğu andan itibaren isminde değilse bile kazanacak adayın niteliklerini belirlemekte neden ısrar etmemiş olduğunu, “kazanacak aday” gerekçesi ile son anda masadan kalktığı halde kazanamayacak adaya neden “evet” demiş olduğunu biraz daha iyi açıklayabilir.

Ancak yapılmış olduğu kabul edildiği takdirde bu gizli anlaşmanın daha 6’lı Masa kurulmadan önceki bir tarihte yapılmış olması; eğer anayasa değişikliğine destek sözü de verilmiş ise bütün bunların karşılığında Akşener’in oldukça önemli bir bedel almış olması gerekir. Böyle bir komplo teorisi üretildiği takdirde sorulması zorunlu soruların muhtemel cevapları “zaten en başında, İYİ partiyi Erdoğan kurdurmuştu” demeye kadar gidebilir. Dolayısıyla salt bu ihtimalden dolayı Aytun Çıray’ın söylediklerinden daha fazlasını bildiği ve bildiklerinin bir kısmının da “şaibeli para ilişkileri’ne ilişkin olduğu kestirilebilir.

İYİ Parti’deki kötüye gidişten Akşener’i ana sorumlu tutan Prof. Bilge Yılmaz; yerel seçimlerin kaybedilmesinde üç temel nedenden birincisini “bizzat parti liderliğinin ortaya attığı şaibeli para ilişkileri konusunun tatmin edici bir süreç işletilerek açıklığa kavuşturulmaması” olarak belirtiyor. Prof. Yılmaz; diğer iki sebebi ise milletvekili listelerinde açıklanmayan, şeffaf olmayan tercihler yapılması ve taban AKP’den şikayetçi olduğu halde AKP’nin hak ettiği şekilde daha sert eleştirilmemesi olduğunu söylüyor.

Şeffaflık kültürü hâkim olan bir kültürde önemli başarılar elde etmiş olan Prof. Yılmaz’ın özenle seçerek kullandığı “şaibeli para ilişkileri” tabiri, üzerinde dikkatle durulmayı gerektiriyor. Çünkü Türkiye’de siyasete gayrimeşru ve illegal finansmanın hâkim olduğu genel olarak kabul edilen bir olgudur. İşte, gerçeklerin komplo teorilerinden ayırt edilemediği bu ortamda siyasi partilerde şeffaf olmayan her türlü finansmanın ve hatta tamamen kuyruklu bir yalandan ibaret olan söylentilerin bile “şaibeli para kaynakları” olarak kabul edilmesi gerekir.

Nitekim Gazeteci Levent Gültekin kendisine iletilen bir e-postada Akşener’in Cumhur İttifakına yakın bir kişiden “Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını organize etsin, ya da engellemesin diye 100 milyon dolar aldığı........

© yetkinreport.com


Get it on Google Play