Paralel evrenlerde 7 Ekim
Sosyal ve siyasal gerçekliğimizi şekillendiren, ana amil içerisinde bulunduğumuz toplumsal çevredir. Kendi öznelliğimizi ve karakterimizi şekillendiren bu çevre, sosyal hayattaki olguları anlamamızı ve yorumlamamızı etkilemektedir. Öyle ki sosyal ve siyasal hayatta gerçekliği idrak seviyemiz, bulunduğumuz çevreden yalıtık gerçekleşemez. Dijital dünyanın kesif etkisiyle bu duygu, zamanla hakikatin algılanma biçimlerine de etki etmekte ve her birey ya da topluluğun kendi hakikat algısı olabilmektedir. O nedenle aynı anda ve mekanda yaşadığımız bir sosyal gerçekliğe verilen tepkilerin olağanüstü derecede farklılaşması paralel evrenlerde yaşadığımız hissini verebilmektedir.
7 Ekim’den bu yana yakıcı bir biçimde hissettiğimiz Filistin gerçeği de paralel evrenlerde yaşanıyor hissi vermektedir.
İçeride zaman zaman yaşanan politik gerginliklerde de hissedilen bu konu, bu kadar yakıcı bir meselede bile çok farklı düşünülebildiğini gösteriyor. Fakat esas turnusol, 7 Ekim ve sonrasına ilişkin çerçevenin Batı’nın önemli başkentlerinde sadece 7 Ekim ile sınırlandırılmasıdır. Birkaç gözlemden hareketle ayrıntılandırdığımızda konu daha net anlaşılacaktır.
Örneğin Türkiye’de ana akım medya 7 Ekim’i ve sonrasında yaşananları önemli ölçüde 7 Ekim parantezinde görmeyi tercih etmedi. 7 Ekim’e giden koşullar başta olmak üzere bir bütün olarak Filistin konusu ve İsrail şiddeti üzerine yorumlar yapıldı. Dünyada alternatif medya diyebileceğimiz önemli kuruluşlar, Filistinlerin yaşadığı dramı rakam ve görseller üzerinden geniş kitlelere ulaştırdı. Filistin halkı ile dayanışma adına çeşitli etkinliklere imza atıldı ve geniş kitlelerin Filistin halkının acısını paylaştığı hissi........
© Yeni Şafak
visit website