menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Zaruret miktarı bahsine masal sosyolojisi üzerinden giriş denemesi

37 3
23.08.2024

Aşağıda okuyacağınız metin, telefon konuşmama tanık olan L.’nin sorularına ve onlara verdiğim cevaplara dayanıyor.

Yeni Şafak İnternet servisi için Ersin Çelik Beyefendi’den şöyle bir mesaj gelmişti: “Yeni Şafak’ta yayınlanan köşe yazılarının seslendirilmesinde yapay zekâ destekli teknolojiye geçiyoruz... Önceliğimiz, yazıları yazarlarımızın kendi sesinden yayımlamak olacak...”

Bunun üzerine Ersin Bey’den düşünmek için iki gün mühlet istedim. Mühletin sonunda teknolojiyi zaruret miktarı kullanmaya dikkat ettiğimi, yazılarımın benim sesim olmadan seslendirilebileceğini söyledim.

Cevap vermeden önce birkaç arkadaşımla istişare ettiğim için o arkadaşlardan biri nihai kararımı verip vermediğimi sordu telefon konuşmamız esnasında. Onunla konuşurken konu yine zaruret miktarına geldi dayandı. Telefon konuşmasını dış mekânda yaptığım için İlahiyat mezunu, halen sosyoloji ikinci sınıf öğrencisi olan L., yanıma gelip oturabilir miyim diyerek izin istedi; bendenize sorular sordu. Onun sorduğu soruları ve benim ona verdiğim cevapları eve geldikten sonra kaleme alıp dikkatinize sunmayı uygun gördüm. Buyurun:

“Konuşmanıza kulak misafiri oldum. Teknolojiyi zaruret miktarı kullanmak dediniz ya... Anlayamadım.”

“Her zaman kavramakta zorlandığımız kelimeler, kavramlar vardır. Ama aynı kelimeyi idrak etmekte zorlanmamızın sebebi hayatın her anında aynı değildir. Hâlden hâle geçerken kelimelerimiz, kavramlarımız ve onlara yüklediğimiz anlamlar da değişime uğrar. Siz teknoloji ile fıkha ait bir kavram olarak kabul ettiğiniz ‘zaruret miktarı’nı aynı cümle içinde kullanmamı yadırgadınız muhtemelen...”

“Sizin zaruret miktarından anladığınız ile benim anlayamadığım... Yani şunu sormak istiyorum: Kelimeler, kavramlar nesilden nesile değişime uğrar mı?”

“Değişime uğradığını düşünüyorum. Ama bu konuda sizi yönlendireceğim bir kitap ya da makaleden haberdar değilim. Kendimden örnek verebilirim, çok erken yaşlardan itibaren hayatıma ‘zaruret miktarı’ karıştı. Geçmeyen hastalığım için pek de makbul olmayan yöntemi önerenler ‘Ne olacak canım, zaruret miktarı işte!’ diyordu mesela. Zaruretin hem kişiden kişiye hem de kişinin farklı zamanlardaki hâllerine göre değişen bir şey olması ve bu........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play