Kitapların efendisi: Ali Emiri Efendi
Millet Kütüphanesi’nin kurucusu ve ilk hafız-ı kütübü Ali Emiri Efendi’nin en büyük ve son derece takdire şayan iki büyük hizmetinden birincisi, kültür tarihimizin şaheseri olan Divanü Lügati’t-Türk’ü edebiyat dünyamıza kazandırmış olmasıdır. İkincisine gelince o da tam bir yazma eserler hazinesi olan Millet Kütüphanesini Türk milletine hediye etmesidir. Merhum, bu konuda öyle büyük bir hassasiyete sahipti ki, geleneğe uyularak, bu kitap hazinesine “Ali Emiri Efendi Kütüphanesi” denilmesi gerekirken öyle yapılmadı, “Millet Kütüphanesi” ismi tercih edildi.
Bu satırları yazarken aklıma geldi. Divan edebiyatımızın seçkin isimlerinden olup, “Revani” mahlasıyla şiirler kaleme alan Şüca, Sultan İkinci Bayezid’le Yavuz Sultan Selim’in hizmetinde bulundu.
Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman devrinde Ayasofya ve Bursa kaplıcalarının mütevelliliği (yöneticiliği) kendisine verildi. Revani, Kırkçeşme Mahallesinde kendi ismini taşıyan bir cami ve yanında da müdavimler ve acizler için odalar inşa ettirdi.
Rivayete göre Yavuz, bir gün oradan geçerken caminin kime ait olduğunu soruyor. Ayasofya Camii’nin mütevellisi Revani’nindir cevabını alan padişah, “Ayasofya camilerin en büyüğüdür. Onun mütevellisi her sene bunun gibi birçoklarını bina etse bile şaşırmamak gerekir!” cevabını veriyor. Bunun gibi, özellikle günümüzde inşa edilen millet kütüphanelerine de işte bu ilk millet kütüphanemiz ilham kaynağı olmuştur diyebiliriz.
Hayatını kitaplara, kitaplarını Türk milletine bağışlayan Ali Emiri Efendi, 1924 yılının Ocak ayında vefat etti ve vasiyeti üzerine Fatih Camii haziresine defnedildi. Kitabiyat dünyamızın bu seçkin ismi her yılın ocak ayında kabri başında düzenlenen mütevazı törenle anılıyor. Ruhunun şad olması için Kur’an tilavetiyle birlikte dualar okunuyor. Bu güzel geleneği, önceki hafız-ı kütüb Mehmet Serhan Tayşi gibi, şimdiki müdiremiz Melek Gençboyacı Hanım da büyük bir zevkle devam ettiriyor.
İçinde bulunduğumuz, daha doğrusu yeni girdiğimiz 2024 yılı merhumun vefatının yüzüncü yıldönümü olduğuna göre, bu kitapların efendisini bir kere daha hatırlamaya ve hatırlatmaya çalışalım. Hiç şüphe yok ki, Ali Emiri Efendi “muhibbânı kütüb”ün, hatta “mecânin-i kütüb”ün, yani kitap dostlarının ve kitap delilerinin en başında gelmektedir. Merhum hocamız Prof. Orhan Okay böyle insanlardan söz ettiği bir yazısında “iflah olmaz kitap........
© Yeni Şafak
visit website