Günümüz dünyasında politika üretirken gençler üzerinde kurgu yapılıyor. Her dönem böyleydi elbet. Fekat zamanımızda gözden kaçmaması gereken bir husus daha var: İhtiyarlar!

Bu meseleye dikkatimi çeken iki gelişme oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yeni dönem planlamalardan bahsederken emeklilere indirimli sinema fiyatı imkanı sağlayacaklarını açıkladı. Aynı günlerde İspanya’da hükümet, 65 yaş üstü için sinema bileti fiyatını 2 avroya düşürdü (normal bilet fiyat ortalaması Avrupa’da 8-10 avro).

Basit bir durum gibi görünse de ilginç olan ve geleceğe düşünülmesi gereken bir noktaya işaret ediyor. Dünya nüfusu yaşlanıyor. Türkiye bile genç nüfusuyla övünürken giderek yaş ortalaması yükselmeye başladı.

İnsan ömrü uzuyor. Emeklilik sonrası sadece gezip tozan insan modeli değişiyor. Ömrün uzaması, çalışmayan insanın çoğalması, sosyal ve kültürel faaliyetlere ihtiyaç doğuruyor.

Yaşlı insanlar ‘sinema müşterisi’ midir?

Sinemacıların gelecek planlaması için mühim bir soru bu. Zira uzayan ömür, evlilik ve doğum oranların azalması, yakın gelecekte en geniş müşteri paydasını yaşlıların oluşturacağını gösteriyor.

Peki, yaşlıları sinemaya getirmek kolay mı?

Belli bir yaştan sonra sağlık sorunu yaşayan, yavaşlayan, hareketi azalan insanların sinemaya gitmesi kolay değil. Bunun için şartların kolaylaşması gerekiyor.

Sadece fiziki şartları gözetmek esas meseleyi atlamak demektir. Çünkü ergenleri ve gençleri hedefleyen genel yaklaşım yakında ilgilisini butmakta zorlanacak. O halde yaşlılara yönelik üretime de yönelmek gerek.

“Yaşlılara yönelik üretim” derken ne kastettiğimi tam bilemiyorum. Üzerine düşünmek gerek. Sadece bilimin çözebileceği bir mesele değil. Duygu ile yaklaşmak, anlamak çalışmak, sezgisel bir tavırla hareket etmek lazım.

Yaşlılar söz konusu olduğunda, sadece torununun elinden tutup film izlemeye gelmiş kişiyi hayal etmek sorunlu bir ezber. Çünkü yaşlı insan da kendini geliştirme sürecini devam ettiren kişidir. Herhangi bir işten emekli olmak, yaşamaktan, çabalamaktan, düşünmekten, faydalı olmaya çalışmaktan emekli olmak manasına gelmez. İnsan her yaşta aynı mesuliyet ile hareket etmeli.

Dolayısı ile yaşlılık algısı değişmeden planlama yapılamaz.

“Yaş 70, iş bitmiş” söylemi de artık geçerli değil. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü geçtiğimiz yıl yaşlılığın sınırını hayli yukarı taşıdı. Buna göre 45-59 yaş arası orta yaş, 60-74 yaş arası yaşlılık, 75-89 yaş arası ileri yaşlılık, 90 ve üstü ise ihtiyarlık kategorisine giriyor.

O halde herkes gelecek planlamasını yeniden yapmalı. 10 yıl sonra 60 yaş üzeri insanlar sinemanın en geniş izleyici kitlelerinden birini oluşturabilir.

QOSHE - Sinemada ihtiyarlara yer yok mu? - Abdulhamit Güler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sinemada ihtiyarlara yer yok mu?

12 1
30.03.2024

Günümüz dünyasında politika üretirken gençler üzerinde kurgu yapılıyor. Her dönem böyleydi elbet. Fekat zamanımızda gözden kaçmaması gereken bir husus daha var: İhtiyarlar!

Bu meseleye dikkatimi çeken iki gelişme oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yeni dönem planlamalardan bahsederken emeklilere indirimli sinema fiyatı imkanı sağlayacaklarını açıkladı. Aynı günlerde İspanya’da hükümet, 65 yaş üstü için sinema bileti fiyatını 2 avroya düşürdü (normal bilet fiyat ortalaması Avrupa’da 8-10 avro).

Basit bir durum gibi görünse de ilginç olan ve geleceğe düşünülmesi gereken bir noktaya işaret ediyor. Dünya nüfusu yaşlanıyor. Türkiye bile genç nüfusuyla övünürken giderek yaş ortalaması yükselmeye başladı.

İnsan ömrü uzuyor. Emeklilik sonrası sadece gezip tozan insan modeli değişiyor. Ömrün uzaması, çalışmayan insanın çoğalması, sosyal ve kültürel........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play