Mevcudattaki hikmetler, ilm-i ezelîye işaret eder
“Biyedihi’l-hayr.” Yani bütün hayrat Onun elinde, bütün hasenat Onun defterinde, bütün ihsanat Onun hazinesindedir. Öyle ise, hayır isteyen Ondan istemeli, iyilik arzu eden Ona yalvarmalı.
Şu kelimenin hakikatini kat’î bir surette göstermek için, ilm-i İlâhînin hadsiz delillerinden bir geniş delilin emarelerine ve lem’alarına şöyle işaret eder ve deriz ki:
Şu kâinatta görünen ef’al ile tasarruf edip icad eden Sâniin, bir muhit ilmi var. Ve o ilim Onun zatının hassa-i lâzıme-i zaruriyesidir; infikâki muhaldir. Nasıl ki güneşin zatı bulunup ziyası bulunmamak kàbil değil; öyle de, binler derece ondan ziyade kàbil değildir ki şu muntazam mevcudatı icad eden Zatın ilmi, ondan infikâk etsin.
Şu ilm-i muhit, o Zata lâzım olduğu gibi, taallûk cihetiyle her şeye dahi lâzımdır. Yani hiçbir şey Ondan gizlenmesi kàbil değildir. Perdesiz, güneşe karşı zemin yüzündeki eşya, güneşi görmemesi kàbil olmadığı........
© Yeni Asya
visit website