Hiç mümkün müdür ki insan başıboş bırakılsın?
Ve şu bağistan-ı âlem içindeki küre-i arza bakıyoruz, görüyoruz ki bir bahçe şeklinde, rengârenk yüz binler süslü çiçekli nebatat taifeleri onda serilmiş ve çeşit çeşit yüz binler envâ-ı hayvanat onda serpilmiştir.
İşte şu zemin bahçesinde, bütün o süslü nebatat ve ziynetli hayvanat, muntazam suretleriyle ve mevzun şekilleriyle ilân ediyorlar ki “Biz bir tek Sâni-i Hakîmin sanatından birer mu’cizesi, birer harikasıyız ve vahdaniyetin birer dellâlı, birer şahidiyiz.”
Hem o bahçedeki ağaçların başlarına bakar, görürüz ki: Gayet derecede alîmâne, hakîmâne, kerîmâne, latîfâne, cemîlâne yapılmış muhtelif suretlerde meyveleri, çiçekleri görüyoruz. İşte şunlar, bilumum bir lisan ile ilân ederler ki “Biz bir Rahman-ı Zülcemal’in ve bir Rahîm-i Zülkemâl’in mu’ciznüma hediyeleriyiz, hayretnüma ihsanlarıyız.”
İşte bağistan-ı kâinattaki ecram ve mevcudat ve küre-i arz bahçesindeki nebatat ve........
© Yeni Asya
visit website