Çocuk yaşta evlilik çocuk istismarıdır… Çocuğun yıkımıdır
Şahin Filiz yazdı…
Türkiye’de ve dünyada çocuklar çok farklı yollarla kötülük için kullanılmaktadır. Bu istismarın en sinsi yollarından biri kuşkusuz evlendirilmeleridir. Başlıkta evlilik ve çocuk kavramlarını yan yana koymak bile başlı başına rahatsız edicidir. Ne var ki sayıları giderek artan her dinin cahili yobazlar, evlilik gibi insanlık için kutsal bir kurumu kullanarak çok erken yaştaki çocukları kötü emellerine alet etmek üzere dini çarpıtmakta ve insanları kasten yanıltmaktadırlar. Bu köşemdeki bir önceki yazımda, diğer din ve toplum tarihlerinde olduğu gibi İslam tarihinde de erken yaşta evlilik vakalarına rastlandığını ama İslam’ın bir din olarak çocuk yaşta evliliği teşvik etmediğini kanıtlarıyla ortaya koymuştum. İslam dinine olan inanç mesafemiz ne olursa olsun, akademik nesnelliği ve hakkaniyeti elden bırakarak bir kısım din cambazlarına yönelik haklı öfkeyi İslam dinine yöneltmek de başka bir yanıltmaca örneğidir.
Erken yaşta evlilikler çocukların bedensel ve ruhsal sağlığını tehdit eden en önemli etkenlerdendir. Çocuklar evlilikten nasıl ve ne şekilde olumsuz etkilenir, sorusunun yanıtını işlemeden önce Türk halkına İslam’da çocuk evliliği yoktur ve İslam hiçbir hal ve şartta böyle bir evliliği onaylamaz, emretmez ve iman meselesi olarak kabul etmez. Yaş sınırı konulmamış olması, çocuk evliliği için açık kapı bırakması anlamına gelmez. Tam aksine, çeşitli ayetlere ve önde gelen İslam hukukçularının fetvasına göre evlilik için en erken yaş, 15 ve üzeridir. Kaldı ki bu bir tespittir ve yine bir iman ve ibadet meselesi değildir.
Çocuk yaşta evliliğin çocuklara nasıl zarar verdiğine geçmeden önce konunun dini yönünün çarpıtıldığı gibi olmadığını İslam hukukçularının görüşleriyle destekleyip noktalayalım.
Önceki yazımda bu İslam hukukçuları arasında Osman el-Betti (ö.764)’yi, İbn Şübrüme (ö. 765)’yi ve Ebu Bekr el-Esam (ö. 9. Yüzyıl)’ı belirtmiştim.
Bu isimlere İmam Azam Ebu Hanife (ö. 767)’yi eklemeden olmaz.
Ebu Hanife’ye göre erkek 18, kız 17 yaşını tamamlayınca, İslam hukukçularının büyük çoğunluğuna göre ise erkek kız ayrımı olmaksızın kişiler 15 yaşını tamamlayınca fiilen baliğ olup olmadıklarına bakılmaksızın hükmen büluğa ermiş sayılırlar. Mecelle’nin tercihi de çoğunluğun görüşüdür.[1]
197 tarihli Osmanlı Hukuk-i Aile Kararnamesi, Şer’i Mahkemelerin Kararları uyarınca bu tarihe kadar uygulanan küçüklerin velilerince evlendirilmesinin çeşitli mahzurlarını dikkate alarak İbn Şübrüme, Osman el-Betti ve Ebu Bekr el-Esam’ın görüşünü tercih etmiş ve ergenlik çağına gelmemiş küçüklerin nikahlarının hiç kimse tarafından kıyılamayacağı, ergen kızın 17 yaşına, erkeğin ise 18 yaşına kadar velisine sorularak evlenebileceği, bu yaşlardan sonra ise velilerin izni aranmaksızın evlenebilecekleri hükme bağlanmıştır.[2]
Görüldüğü gibi, dini bir nass ya da hükme dayanmaksızın Osmanlı’da 1917’ye kadar gerçekleşen evliliklerde çok küçük yaşta evliliklerin de olduğunu anlıyoruz. Bu tür evliliklerin çocuklarda meydana getirdiği ruhsal ve bedensel travmalar yüzyıllarca birikerek artık toplumsal yapıyı hırpaladığı için nihayet 1917’de, erken yaşta evliliğe karşı hüküm kuran İslam hukukçularının görüşleri öne çıkmıştır. Cumhuriyet Türkiye’si dinin çocuk istismarı için meşrulaştırıcı bir araç olarak kullanılmasının önüne geçmek üzere çağdaş önlemler alınmasının yolunu açan laiklikle bu istismarı hukuken kesin olarak........
© Veryansın TV
visit website