Cumhuriyet hesaplaşma yeri değildir
İsmet Hergünşen yazdı…
Tarihin önemli olayları, ülke ve toplumların geleceğini şekillendirmiş ve hala da şekillendirmeye devam etmektedir.
Nice imparatorluklar, devletler kurulmuş ve yıkılmıştır.
Türkler de muhtelif coğrafyalarda kurdukları sayısız devletlerle, tarihin her dönemine damga vuran ulusların başında gelir.
Son kaleleri Anadolu ve Trakya topraklarıydı.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Osmanlı Devleti’nin toprakları üzerinde olacak paylaşımı Mustafa Kemal bozarak, 29 Ekim 1923’te bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurdu.
İdare, artık İngiliz zırhlısıyla kaçan padişah da değil, halkın egemenliğindeydi.
Müslüman alemi tarafından dikkate alınmayan, işlevsiz ve etkisiz hilafetin kaldırılması iç ve dışta ses bile getirmedi.
Monarşi de yoktu, kul da yoktu, ümmet de. Yalnızca cumhuriyet ve millet vardı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve varlığı, yalnız “Emperyalistlere, iftiracı, bölücü ve gericilere karşı” değil, “Olmasaydı da olurduk, keşke Yunan kazansaydı ve reklam arası bitti” diyenlere verilen bir cevaptır.
Cumhuriyet, silah arkadaşlığından geleneksel dostluğa dönüşen bir yapının ortak hikayesidir.
İlanı sanıldığı gibi hiç de kolay olmamıştır.
Hilafet, manda ve himayeye........
© Veryansın TV
visit website