Hadi sessiz sinema oynayalım. Yerli… Birinci kelime; buzdolabında beklemekten kimlik kazanmış çorbalar, yürüyen makarnalar, isim takılıp arkadaş olunan küf… Tencere kapağı açılınca selam vererek insanı yerinden zıplatan kuru fasulye… 365 gün çarpı dört yıl makarna çeşidi. Bildiniz değil mi? Öğrenci mutfağı tabii ki… Öğrenci mutfağı cepte… İkinci kelime; Hadi sizi uğraştırmayayım direkt söyleyeyim: "İyilik..." Asidi kaçmış kola şişesi kıvamındaki bireyin "N'aber?" sorusuna verilen bayık cevap değildir iyilik.
İyilik, insanlık sanatıdır!.. Vicdanın tonudur... Mutluluğun yoludur...
İyilik yaptığımızda ve bunun olumlu sonucunu gördüğümüzde beynimizdeki mutluluk hormonu "Dopamin nöronları" aktif hâle gelir. Cenâb-ı Allah, iyilik yapmayı emrederken beynimize bunu ödüllendiren bir sistem kurmuş... Canlı yayına bağlanıp on bin milyon bağışlamak şart değil, iyiliğin küçüğü büyüğü olmaz. Hulus-i kalple, Allah rızası gözetileni olur... Çitlediğin çekirdek kabuklarını avuçla karınca yuvasının ağzına bırakmak oluur… Otobüste boşalan koltuğa hamle yapan saygısızı tek dirsek darbesiyle saf dışı edip yaşlı teyzenin oturmasını sağlamak oluur!.. Ayakkabısının bağcığıyla uğraşan ufaklığın ikinci düğümü atmasını sağlamak için parmağınızla ilk düğümün üstünü bastırmak oluuur... Olur da olur... “Yalnız iyilik yapmak yetmez; iyiliği incelikle de yapmak gerekir" demiş Diderot. Ben de diyebilirdim ama o erken davranmış, neyse...
Başa kakılan bir iyilik daima hakaret yerini tutar. Ben mesela elimde çuvalla kuru mama, seksen yedi sokak kedisi doyuruyorum ama söylemem. Geçen yine iyilik yapıyorum... Şaka şaka... "İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlık bilir" demiş büyüklerimiz.
Gelelim üçüncüye; Anadolu'dan ve Türk dünyasından; Azerbaycan, Türkmenistan, Çeçenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Kırım, Doğu Türkistan ve diğer Türk topluluklarından ilim tahsil etmek için gelen öğrencilere kucak açan, sahip çıkan; Türkiye'nin büyük şehirlerinde açtığı yurtlarında talebelere her türlü maddi ve manevi yardımı yapan; dünya çapında külliyeler açan , afetlerde her türlü yardıma koşan, sadece garip gurebayı sevindirmekle kalmayıp ilim ve hizmet yayan vakıf; evvet!; İhlas Vakfı!
Ee, ne çıktı? Öğrenci mutfağı, iyilik, İhlas Vakfı. Hımm, böyle bir film yok ama bunları barındıran güzel bir gerçek var. O zaman dünya tarihinde “vakıf medeniyeti”ni kuran ecdadın torunları olarak ne yapıyoruuuz? Kurban vekaletlerimizi İhlas Vakfı'na vererek; bilgili, kültürlü öğrencilerin yetişmesinde katkıda bulunuyoruz!.. Di mi? İkiletmeyin beni!

Ninem diyor ki; Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz.

QOSHE - Bayram olsun - Halime Gürbüz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bayram olsun

38 5
16.06.2024

Hadi sessiz sinema oynayalım. Yerli… Birinci kelime; buzdolabında beklemekten kimlik kazanmış çorbalar, yürüyen makarnalar, isim takılıp arkadaş olunan küf… Tencere kapağı açılınca selam vererek insanı yerinden zıplatan kuru fasulye… 365 gün çarpı dört yıl makarna çeşidi. Bildiniz değil mi? Öğrenci mutfağı tabii ki… Öğrenci mutfağı cepte… İkinci kelime; Hadi sizi uğraştırmayayım direkt söyleyeyim: "İyilik..." Asidi kaçmış kola şişesi kıvamındaki bireyin "N'aber?" sorusuna verilen bayık cevap değildir iyilik.
İyilik, insanlık sanatıdır!.. Vicdanın tonudur... Mutluluğun yoludur...
İyilik yaptığımızda ve bunun olumlu sonucunu gördüğümüzde beynimizdeki mutluluk hormonu "Dopamin nöronları" aktif hâle gelir. Cenâb-ı Allah, iyilik yapmayı emrederken beynimize bunu ödüllendiren bir sistem kurmuş... Canlı yayına bağlanıp on bin milyon bağışlamak şart değil,........

© Türkiye


Get it on Google Play