Orada bir köy vardı, uzakta
Diğer
11 Temmuz 2024
Orada bir köy vardı, uzakta.
Adı eskilerde kaldı. Apçağa mıydı, Hemite mi, Eğridere mi? Yoksa Orçoki mi, Sashara mı veya Sulakçayır mı?
Orada bir köy vardı eskiden, uzakta...
Hayalleri aynı coğrafyada yeşeren hayatın adıydılar. Hep aynı suların can kattığı, aynı toprağın sinesinde soluk alıp veren; benzer umutların yeşerdiği hayatın adı…
Çayırlarında öbek öbek sürülerin toplandığı, harmanlarında kazların, tavukların otladığı…
Orada bir köy vardı eskiden.
Uçsuz bucaksız bozkırları olan; şırıl şırıl akan temiz dereleri, soğuk pınarları, kına yeşiline boyanmış bayırları…
O köy kimin köyüydü sahi?
Rengârenk çiçeklerle bezenmiş dağları, diş donduran sularıyla yaylaları; içinden dereler akan çayırları, hayvan otlatırken güle oynayan çocukları, adları türkülere yazılı genç kızları vardı.
Damların saçak altlarında, ikindiüstü sohbetlerinde şen şakrak hikâyeler anlatan, kırmızı yanaklı insanları; kırmızı yanaklı insanların Anadolu'yu besleyen kocaman, nasırlı elleri vardı…
Öfkesi haksıza, yalana, dolana sert; paylaşmada cömert, dayanışmada mert; yağız, delikanlı gençleri vardı. İşte o yağız deli kanlı gençlerin ne cüretkâr hayalleri vardı.
Evde çocuk büyüten, tarlada ekin eken, derede çamaşır yuyan, kuşlukta aheste aheste su taşıyan; sırtında dünya yüküyle yaşayan çilekeş kadınları vardı. Dertleri çok ama neşesi eksiksiz, bitmeyen çeşme başı sohbetleriyle genç kızları vardı...
Söyle bana, o köy hâlâ var mı? Duruyor mu?
Hayal meyâl uzaklarda; sessiz, solgun, cılız, yaşıyor mu?
Yıllar sonra, çocuk düşlerimin özlemiyle geldim sana. Heybemde, en asi hayallerimle dayandım kapılarına.
Şimdi görüyorum, nasıl da değişmiş mevsimlerin. Suların azalmış, yok olmuş koyun sürülerin. Yolların dersen hâlâ taşlı, toz toprak içinde. Dağların dertli, yaylaların viran; süreni yok, keder içinde kalmış tarlaların.
Elektriğin gelmiş gelmesine, traktörün çoğalmış çoğalmasına. Evlerde çeşmen bile akıyor. Ve sen toprağım gibi........
© T24
visit website