Meclis’ten üzerimize estirilen pembe dizi rüzgârına reyting yağıyor!
Diğer
04 Ekim 2024
İran’dan sonra Türkiye de savaşa ‘çekilir mi?’ Uzun yıllara yayılmış bir başka anksiyete konusudur bizler için. ‘Arap Baharı’ diye yola çıkılan ‘şeyin’ varacağı yer olarak İran’ı öngörenlerimiz azımsanacak sayılarda değildi.
Öngörünün sahipleri içimizden -gazeteci milleti- Ortadoğu’yu gerçekten bilenlerimizdendi… Şimdilerde pek çoğunun adı bile anılmıyor.
Artık Türkiye’de Orta Doğu’yu da ‘bilgi sahibi olmaya ihtiyaç duymadan her konuyu konuşanlar’ değerlendiriyor!
Özetle;
O öngörünün devamında da İran’dan hemen sonra sırada Türkiye vardı...
“Aman bizden uzak olsun” dediğinizi duyar gibiyim ama yeni dünya düzenine de bakınca bunun gerçeklikten beslenen sağlam bir temenni olduğunu söyleyemeyiz maalesef.
Ondandır ki yıllardır mülteci meselesini tartışırken uyarıyoruz, “Bu koşullar altında kimin ne zaman mülteci konumuna düşeceği belli olmaz” diyoruz. “İçi çoluk çocuk dolu olan o botlara saplanan bıçak darbelerine ses etmeyenler o anı yaşarken bu sözleri de hatırlar” diyoruz.
Araplardan nefret edenler, özellikle ‘beğendikleri’ ülkelerde Türklerin de hatırı sayılır bir nefret kitlesi olduğunu hatırlarsa iyi olur” diyoruz.
“Yarın sen de bir başkasının Arap’ı olabilirsin” diyoruz.
Elbette bu en basit empatik denklemi kurdurmak bize kadar düşmemeli, toplumun çoğunluğunun ta çocuk yaşta edindiği bir düşünme biçimi olmalıydı.
İşin bu kısmı zaten şimdilik hala çözümsüz!
Elbette ki tek konumuz olası bir savaş endişesi değil! Çünkü Türkiye’de yaşıyoruz. Bizler tek bir felaketin yarattıklarıyla mücadele edemeyecek kadar kararmış bir çukurdayız uzundur.
Mevcut bir savaşın -sıramız geldiğinde- aktörü yapılma ihtimalinden önce gerçek bir ‘karın tokluğu sorunu’muz var!
Ekonomik krizin geldiği hâl ortada. Açlıktan sıyrılan, karnını doyurabilen iyi durumda sayılıyor bugünlerde. Ülke genelinde çocukların gelişim için ihtiyaç duyduğu beslenmeyi dahi sağlayamadığımız, yeterli gıdaya ulaşımın hızla düştüğü günlerdeyiz.
Peki ya biraz daha şanslı olup gıdaya ulaşabilenler onlar ne durumda? Küflü sebzelerden yapılmış salça ve konserveleri tüketmeye mahkûm edilmiş, içeriği tartışmalı gıda malzemeleri ile baş başa bırakılmış, domatesi, kekiği, armudu, mercimeği, narı ‘tüketim açısından tehlikeli’ bulunup bazı ‘ülke halkına ve sağlığına değer veren’ ülkeler tarafından geri gönderilmiş -ama kendi yıllardır o........
© T24
visit website