menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"Siyasi rehineler"e tahliye umudunu yeşerttiğimiz bu sanrılı günlerde "ajanlık" suçlamasıyla hepimiz cezaevlerine mi tıkılacağız?

32 1
17.05.2024

Diğer

17 Mayıs 2024

Bizler her konuda umudu hızlıca yeşertebilen canlılarız. Belki insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biri de mücadele verdiği alanda yakaladığı küçücük bir olasılığa dahi sımsıkı sarılma yönelimi olabilir.

Bazen saflığa, hatta kendimize kıyak geçmeyelim, akılsızlığa varacak bir iyi niyetle her şeye rağmen umut yeşertme aşamasına hemen geçiveririz, geçiyoruz da.

Karşımızdakinin geçmişini dondurur, "iyi sonuçlar doğuracak bir girişimi olacak mı" diye heyecanla beklemeye başlarız.

Belki de 22 seneyi delirmeden bu şekilde geride bırakabildik, bilemiyorum.

Şimdi yine benzer bir umut yeşertme noktasındayız.

Nedir o nokta gelin bunu biraz açalım…

Biliyorsunuz, yerel seçimlerden sonra siyasi iklimde değişiklikler yaşanmaya başladı.

Küçücük hareketler bizlerde, beklemede tuttuğumuz onlarca haksız, hukuksuz, karanlık meselemizin aydınlanma ihtimaline dair bir ışık yaktı.

Nedir bu beklentilerimiz, hemen aklımıza gelen ilk birkaç tanesini sıralayalım; Gezi davası tutukluları, vekilliği gasp edilen Can Atalay, Osman Kavala, Kobani davası tutukluları Selahattin Demirtaş ve benzer durumda olanların özgürlüklerine yeniden kavuşması gibi…

Şahsen ben sadece "ünlü" isimler için değil, "siyasi tutsak" kabul ettiğim tüm düşünce insanları için aynı beklentideyim, yalan yok.

Bu beklentiden vazgeçmek her şeyden vazgeçmek demek benim için.

Bu uğurda "şeytanla masaya oturulması" olasılığında da, her zaman oturulmasından yanayım!

Sadece bir insanın özgürlüğü için bile o masayı oturmaya değer bulurum, her şeye rağmen!

Buraya kadar tamam ama yazının başında da belirttiğim gibi 22 yıllık uzun bir yoldan geliyoruz, kör saflığın da lüzumu yok!

Biz umudu yeşertip, Osman Kavala'ya ansızın atanmış AKP'li avukata, içinde hukuki ve mantıklı bir düzlemin olmadığı, "yaratılmaya çalışılan" çıkış noktalarına, hukuki garabetlere sessizliğimizle, "yeter ki sonu özgürlük olsun" düşüncesiyle razı gelirken yaşanan gerçekleri de göz ardı etmeyelim.

Misal; son derece tehlikeli bir konu da bu "etki ajanlığı" meselesi…

Biliyorsunuz yeni bir yargı paketi yolda.

Bilmeyenlere kısa bir özet geçeyim; 9. yargı paketine "etki ajanlığı" diye bir suç eklenmesi gündemde.

Şayet bu paket Meclis'ten olduğu gibi geçerse ne olacağını söyleyeyim size; tanınmış, bilinmiş insanlar topluma açık alanlarda, sosyal medya veya medyada politik bir konuda muhalefet ettiğinde bu "ajanlık faaliyeti" olarak kabul edilecek.

Ve hepimiz, daha doğrusu dışarda kalanlarımız, ajanlıkla suçlanıp, tek tek evlerimizden toplanıp hapishanelere tıkılacağız!

Biz içeridekileri bir şekilde dışarıya alabilecek miyiz acaba diye umutla beklerken, bizler de içeri tıkılacağız!

Bize diyebilecekler ki "etki ajanlığı yoluyla devlet aleyhine propaganda yaparak kamuoyu oluşturdun!.."

Sadece bize değil tabii, misal bir tweet atan, atabilen herkese diyebilecekler bunu!

Kobani davasında herkese........

© T24


Get it on Google Play