menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Alpay Özalan ve Ahmet Şık’a uygulanan yaptırımlar hukuksuz

36 1
18.08.2024

Diğer

18 Ağustos 2024

TBMM’nin 16 Ağustos günü, tatildeyken önerge üzerine olağanüstü toplandığı 114’üncü birleşimde olay çıktı. Türkiye İşçi Partisi’nin İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, konuşma yaparken, Adalet ve Kalkınma Partisinin İzmir Milletvekili ve Meclis İdare Amiri Alpay Özalan, fiziksel olarak saldırdı.

Hayatında bir kişiyi gerçekten düşürmesi gereken tek bir anda (1996 Avrupa Şampiyonası’ndaki Türkiye-Hırvatistan maçında gole giden Goran Vlaovic’i düşürmemişti) bunu yapmayan Özalan, Gazi Meclis’te bir muhalefet milletvekiline saldırmakta sorun görmedi. Sonrasında da “Cumhurbaşkanımıza yapılacak en ufak bir hakarette karşılarına benim çıkacağımda hiç kimsenin şüphesi olmasın” gibi bir beyanda bulundu ki oysa konuşmada Cumhurbaşkanına dönük bir hakaret yoktu.

Olaydan sonra her iki milletvekiline de “kınama” cezası verildi.

Bu cezalar kanımca hukuka aykırı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yayımladığı tutanaklardan gördüğümüz kadarıyla Meclis Başkanı Bekir Bozdağ, Alpay Özalan’ın davranışını “Mecliste gürültü ve kavgaya sebep olmak veya Meclisin görevini yerine getirmesini önlemek için toplu bir harekete girişilmesine önayak olmak” (TBMM İçtüzük md. 160/5) kapsamında saymıştır. Özalan bu nedenle kınama cezası almıştır. Oysa bu davranış “fiili saldırı” (TBMM İçtüzük md. 161/7) kategorisindedir. Böylesi eylemler için öngörülen yaptırım “kınama” değil, “meclisten geçici çıkarma” ve buna bağlı olarak “bir aylık ödenek ve yolluğunun üçte ikisinin kesilmesi”dir.

Karar bu bakımdan hatalıdır. Özalan kayrılmıştır.

Öte yandan; saldırı sonucu oluşan yaralanma, basit tıbbi müdahale gerekliliği düzeyini aşmıyorsa TCK md. 86/2 kapsamındaki yargılama yapılacak demektir.

Bu yargılama, dokunulmazlıktan ötürü milletvekilliği sonrasına bırakılır. Fakat yaralanan kişilerin tıbbi durum saptaması yapması ve şikâyetçi olması önem taşır.

Yine tutanaklardan gördüğümüz kadarıyla Şık’a verilen kınama cezasının dayanağı “Kaba ve yaralayıcı sözler sarf etmek ve hareketler yapmak” (İçtüzük md. 160/1-3) ile ilgili hükmüdür. Hüküm doğrudur ama somut olayda ileri sürülen ifadelerin bu kapsamda........

© T24


Get it on Google Play