menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Mersin’de Ütopya’nın adı: ÜTO’s Yeniden

58 32
20.05.2024

Diğer

20 Mayıs 2024

“...Su bendini yıkar bir gün
gece gündüze çıkar,
Yürü bildiğin yolda
ölümden öte ne var!”

Kazanacağımız keyif dolu bir dünya var, can sıkıntısından başka kaybedecek bir şeyimiz yok. Situasyonist Enternasyonal

Sonunda her şey iyi olacak; olmamışsa daha sona gelmemişiz demektir.

Nobel ödüllü, ABD’li İktisatçı Milton Friedman’ın serbest piyasa-rekabet ve monetarizm ile yaldızlanmış bildik kapitalizmin, yeni dönem ideologları ve Thatcher (İngiltere), Kohl (Batı Almanya), Reagan (ABD) ve bir de onların yerli karikatürü TÖ gibi politik uygulayıcılarının 40 yıl süren iktidarları, insani olan ne varsa çökertti. Adeta tedavülden kaldırdı.

Onurun ve erdemin kahramanı Prometheus terk edilirken, Zeus’un veled-i zinası ve hırsızlığın, kurnazlığın tanrısı, Hermes’in meziyetlerinin saltanatı başladı.

68’e bitmez tükenmez hınç, öfke ve rövanşist kinlerini ayan beyan ifşa etmeyi alışkanlık ve ideolojik bir postüla haline getiren Thatcher, Kohl, Reagan ve TÖ iktidar olmalarına rağmen hegemonyalarını kuramamanın öfkesiyle egemen iktidar blokunun tüm avantajlarını ve her türden imkânlarını seferber ettiler.

200 yıllık ütopyacı birikimin mezarını kazmak ve o birikimi gömerek yok etmek için geleneksel aydınların da zımni desteğiyle devletin ideolojik aygıtlarını, tüm kurumlarıyla tek odaklı olarak süratle işletmeye başladılar.

Aynı süreçte Berlin Duvarı’nın yıkılması, Sovyetler Birliği'nin dağılması ve reel sosyalist ülkelerdeki nomenklaturanın köhnemiş sultalarının çökmesiyle Neo Liberalizm, küresel transformasyon gerçekleştirdikleri iddialı söylem ve kibir flamasını göndere çekti. Akabinde de neo liberal ideologlarca tarihin sonu ve kapitalizmin – serbest piyasa ve rekabetin alternatifsiz, yegâne/nihai doğru çözüm olduğu ilan edildi.

Yukarıda vurguladığım 200 yıllık ütopya ve birikim bu gelişmelerden azade olamadı. Sendeledi, dizlerinin üzerine yığılsa da son nefesi, tüm boğazlama girişim ve taarruzlarına rağmen, verdirilemedi. Fakat, ‘’Somut bugün soyut bir yarın uğruna feda edildi, ütopyaların peşinde boşuna koşmuşuz, dünya çölleşti’’ kötümserliği giderek melankoliye dönüştü ve yenilginin depresif bir sonucu olarak sinizm dalga dalga ütopyadan vazgeçişleri beraberinde getirdi. İntiharlar (Poulantzas, Deleuze, entelektüel bağlamda Althusser, Guy Debord); alkolizme, tek ve dar hedefli meşguliyetlerle yetinen bir körelmeye, politik/ideolojik işlevsizleşmeye, hayata müdahale eden etkinlikten hayatı sadece seyretme edilgenliğine, isyandan biat etmeye yönelindi. Bir öz yıkım heyulası yaşanmaya başladı.

Elbette, darb-ı meseldeki o büyük orman yangınına minicik gagasıyla taşıdığı bir damlacık suyu döken su sineği misali, yer kürede minik çabalarıyla, fikri namusunu koruma irade ve sebatını gösteren az sayıdaki insan toplulukları, çeşitli ülkelerde yılmadan çalıştılar. Emek zayi olmadı; çok uzun........

© T24


Get it on Google Play