Tülin Özen: Sanata gösterilen bakış açısının değersizleştirilmesi bende bir kaygı yaratıyor
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
02 Mart 2024
Presnyakov Kardeşler'in 2000 yılında kaleme aldığı ve dünyanın birçok ülkesinde ses getiren Terörizm oyunu, Saim Güveloğlu'nun yönetmenliğinde günümüz Türkiye'sine uyarlayarak 27. İstanbul Tiyatro Festivali'nde prömiyerini yaptı.
Bahçe Galata ekibinin imzasını taşıyan oyunda Tansu Biçer, Tülin Özen, Bilgesu Akın, Defne Koldaş, Derya Şahan, Fatih Sevdi, Semih Ali Aksoy, Tolga Güneş ve Zeynep Çötellioğlu yer alıyor.
8 Mart Cuma günü Alan Kadıköy'de izleyicilerle buluşmaya devam edecek oyunun yönetmeni Saim Güveloğlu ile oyuncuları Tülin Özen ve Tansu Biçer; Terörizm oyununu, birlikte kurdukları Bahçe Galata'yı ve projelerini T24'e anlattı.
- Öncelikle bu oyunu uyarlama fikri nereden geldi, neden bu oyunu seçtiniz?
Saim Güveloğlu: Oyun bence ülkemizdeki insanların ruh halini çok iyi yansıtıyor. Şiddeti kendine ve diğer bireylere yönlendiren, devlet ya da sistemle hesaplaşmayan bir tavır içindeler. Biz uyarlama noktasında bugüne getirebilmek için sosyal medya, wellness, healing, kişisel gelişim, meditasyon gibi bugün popüler bazı kavramları oyuna dahil ettik.
Tülin Özen: Oyunda kendimizin de içinde bulunduğu birçok gündelik hayattaki durumdan bahsetme, kendimizle de dalga geçebilme, eleştirme ya da korkunç durumlarda verebildiğimiz tepkileri sorgulama şansı bulabiliyoruz. Epizodik yapısı bakımından kamusal alanımıza, yatak odamıza, çalışma alanımıza, ülkenin bakış açısına, ilişkilerimize, sanata yönelik çok farklı konulardan bahsedebiliyoruz.
Tansu Biçer: Şu an içinde bulunduğumuz ruh haline, olan bitene karşı tavrımıza çok uygun olduğunu düşündük. Seyircide de karşılık buldu bu. Oyundaki olaylara karakterlerin verdiği tepkinin seyircinin çok aşina olduğu bir tavır olduğunu ben oynarken hissediyorum.
- Ben günümüz Türkiye’sine uyarlama olarak herkesin ‘Terörist’ ilan edildiği bir oyun bekliyordum ama devletin ya da sistemin şiddetini çok göremedik. Oyunda, bireysel şiddet birçok yönüyle daha çok ön plandaydı. Bu bağlamda oyunu uyarlarken nelere dikkat ettiniz?
Saim: İlk soruda buna cevap vermiş oldum sanırım ama biraz daha açabilirim. Herkesin terörist ilan edildiği bir ülke olduğumuzu düşünmüyorum. Gerçekten muhalif olan küçük bir kesim terörist ilan ediliyor (söylemden çok pratikten bahsediyorum) kalan çoğunluk ise sinmiş (ya da sindirilmiş) durumda. Dolayısıyla da şiddet dönüştürücü bir güce değil kendimize ya da çevremize yönlendirdiğimiz bir şeye dönüşüyor. Referans olarak en çok Byung Chul Han’ın Psikopolitika kitabından faydalandığımızı söyleyebilirim.
Tülin: Oyunun uyarlamasında değil, kendisinde de böyle yazılmıştı zaten. Metin sistemin eleştirisini; sistemin bireyde yarattığı kırılmada ve o sırada etrafında olanlara verdiği tepkilerdeki yabancılaşma üzerinden yapıyor. Devletin ve sistemin ne olduğunu anlatan değil, ama bunları değiştirme gücü ve hakkı olan vatandaşların şu an nasıl bir ruh halinde olduğunu gösteren bir metin. Biz uyarlarken metnin yazılış tarihinden biraz daha günümüze çektik. Durumlar ve başlarına gelenler aynı ama karakterlerin verdikleri tepkiler biraz daha bile yabancılaşmış durumda. ‘Kişisel gelişim’ derdine daha da bulanmış durumdayız ve ‘kendi üst versiyonumuza’ ulaşarak ‘mutluluk’ bulmaya çalışırken aslında içimizdeki ‘hissizleşme’ yi arttırmışız ve biz de metine bunları yerleştirdik diyebilirim..
Tansu: Oyun terörizm denen kavramın biz insanlara verilen tarifi........
© T24
visit website