Erdal Beşikçioğlu: Behzat Ç.’yi Etimesgutlularla çekeceğiz; bundan daha iyi bir ilçe tanıtımı olamaz
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
16 Ekim 2024
Türk tiyatrosunun ve sinemasının önemli isimlerinden yönetmen ve oyuncu Erdal Beşikçioğlu, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'ndan 1993 yılında mezun oldu ve aynı yıl Devlet Tiyatroları'nda oyuncu olarak göreve başladı. 1995-96 sezonunda Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda Müdür Vekili olarak görev yapan Beşikçioğlu, 2015 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu'ndan emekli oldu.
2013 yılında kurduğu Tatbikat Sahnesi'nde tiyatro kariyerine devam eden Beşikçioğlu, Köprü, Vali, Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi gibi dizilerde can verdiği karakterlerle büyük bir hayran kitlesine ulaştı.
31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nden Ankara'nın Etimesgut ilçesine belediye başkanı seçildi. Göreve gelir gelmez ilk icraatlarından biri olarak Etimesgut Kent Tiyarosu'nu kurarak genel sanat yönetmenliğini üstlendi.
Eş Sanat Yönetmenleri Övül Avkıran ve Mustafa Avkıran’la Uluslararası Kent Tiyatro Festivali'ni başlatan Beşikçioğlu, dünyaca ünlü yönetmenler Theodoros Terzopoulos'un Alarme'sini, Tiago Rodrigues'in Antony & Kleopatra'sını, Vânia Vaneau'nun ise dans performansı Blanc'i gibi yerli ve yabancı 26 farklı gösteriyi Etimesgut'a taşıdı.
Erdal Beşikçioğlu'nun davetlisi olarak gittiğimiz Etimesgut'ta; 1. Uluslararası Kent Tiyatro Festivali-Etimesgut'u, belediye bünyesinde kurulan Emekli Tiyatro'sunu, Etimesgutluların kültür-sanatla ilişkisini, 2025 yılının ocak ayında yeni sezonunun çekimlerine başlayacağı Behzat Ç. dizisini konuştuk.
TIKLAYIN | KentFest-Etimesgut, Kent Tiyatrosu’nun ilk oyunu “Vatan Kurtaran Şaban” ile başladı
TIKLAYIN | Behzat Ç.'nin yeni sezonunun çekileceği tarih belli oldu!
- Uluslararası bir tiyatro festivalinin Etimesgut’a ve Etimesgutlulara nasıl bir katkı sunmasını bekliyorsunuz? Ayrıca festivali, eş Sanat Yönetmenleri Övül Avkıran ve Mustafa Avkıran’a emanet ettiğinizi biliyorum ama festival seçkisi oluştururken sizin dahliniz de oldu mu?
Evet, ilk soruyla başlayalım o zaman. Etimesgut’ta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 34 yıl sonra iktidar oldu. Şimdi buna böyle baktığımız zaman bu ilçenin içerisinde 34 yıldır tiyatro yapılmamış. Ben buna eski yönetim olarak 25 yıl üzerinden yuvarlayarak söylüyorum ama 25 yıldır bu ilçenin içerisinde perdeler açılmamış. İlçenin sosyolojisine baktığımız zaman eğitim seviyesinin diğer ilçelerin çok üstünde olduğunu görüyoruz. Özellikle lisans üstü, doktora yapısı çok kuvvetli. Emeklileri devlet dairelerden üst kademeden emekli olmuş arkadaşlarımız bu ilçenin içerisinde ikamet ediyorlar. İlçenin en büyük dezavantajlarından bir tanesi merkeze olan uzaklığı ve otel şehir olarak konumlanması. Yani buradaki memur arkadaşlarımız öğrencilerimiz ya da emeklilerimiz çalışırken merkeze gidiyorlar, merkezden eve geliyorlar. Sosyalleşmek için de yine aynı şekilde 35 kilometre merkeze gidiyorlar. Bize dedik ki bu 35 kilometrelik tasarruftan faydalanalım, bu arkadaşları arabalarına bindirmeyelim. Sosyalleşmelerini ilçenin içerisinde sağlayalım ve bunu da sosyal etkinliklerimizi güçlü tutarak sağlayalım, dedik.
Ve ilk aşamada Kent Tiyatrosu’nu kurduk. Üç aydan kısa bir vaziyet içerisinde repertuarını, yönetmeliğini hazırladık ve yetmedi tabii ki böyle güzel bir mekânın uluslararası bir festivalle de taçlandırılması gerekiyordu. Bunu da en iyi yapacak isimleri araştırdık ki çok uzağa gitmeye gerek yoktu. Yanımızda yöremizde birçok arkadaşımız vardı ki -bu sektörde zaten arkadaşımız olmayan arkadaşımız yok- ve Mustafa ile Övül’e bu teklifi götürdük. Keza, Alman tiyatrosunu çok iyi bilir, özellikle Berlin'i çok iyi bilir.
Bu bağlamda da “ne kadar vaktimiz var” diye sordular, “iki aylık vaktiniz var” dedik ve bu kısa sürede, böyle bir seçkiyle geldiler. İstediğim oyunlar vardı birkaç tane. Onlar da bunun içindeydi. “Sevgili Mustafa bu kadar çabuk nasıl ikna edebildin” dedim. “Hiç zor olmadı, çünkü ilçenin belediye başkanı bir sanatçıydı ve hiç kimse ikiletmedi” dedi.
Tabii biz böyle hareket ederken, uluslararası bir festivali yaparken bazı düşünceler de 15 Temmuz’daki benim söylemlerimi bahane ederek “Orada tasarruf tedbirleri var, burada tasarruf tedbirleri yok, Yunanistan'dan oyun getiriyorlar bunlar” dedi. İnsana yapılan yatırımın tasarrufu olmaz arkadaşlar, bu çok nettir. Kültür-sanat da insana yapılan bir yatırımdır.
Bizim sadece Yunanistan'dan gelen oyunumuz da yok. Suriye'den gelen oyunumuz da var. Benim amacım ileriki zamanlarda Avrupa ve Türkî Cumhuriyetlerle, Asya ile beraber, Ortadoğu ile beraber o eski İpek yolunun kültürle dokunmasını hedeflemek. Asıl amacımız da buydu. Zaten Yunan grubunun (Theodoros Terzopoulos’un Alarme oyunu) bugün oynamasının sebebi aslında Ankara'nın başkent oluşuyla da taçlandırılması gerekiyordu. Kendi içerisindeki izlekleri, metaforları bunun üzerinden. O yüzden bu arkadaşların söylediklerini bazen biz dinlemiyoruz. Biz kültür ve sanat konusunda bu ilçenin komşularını dinleyerek hareket ediyoruz.
- Yunanistan'dan gelen oyundan bahsetmişken, sizce Etimesgutlular Alarme gibi bir oyuna hazır mı?
Bunu siz yapmadan bilemezsiniz yani. Ben bu yapının hazır olduğuna inanıyorum.........
© T24
visit website