menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ece Bağcı: Görüşmeye gidene kadar Nuri Bilge Ceylan filminde oynayacağımı bilmiyordum; kapı zilinde adını gördüm

12 1
24.02.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

24 Şubat 2024

Genç tiyatrocu Ece Bağcı, oyunculuğu ilk defa Nuri Bilge Ceylan'ın yazıp yönettiği Kuru Otlar Üstüne filminde deneyimledi.

Filmde gösterdiği üstün performans 59. Chicago Uluslararası Film Festivali'nde en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülüyle taçlandı.

Kuru Otlar Üstüne filmi için "Orası benim için bir okul gibiydi" diyen Bağcı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi Tiyatro Bölümü'ne girdi. Orada tanıştığı Eraslan Sağlam'ın kurduğu Tatavla Sahne'ye Juliet karakteriyle adım attı.

Ece Bağcı; Kuru Otlar Üstüne filmini, bazen başrol oynadığı bazen de yer göstericilik yaptığı Tatavla Sahne'yi, Tik ve Tak isimli çocuk oyununu ve politik bir metinle izleyiciyle buluştukları Getto’yu T24’e anlattı.

TIKLAYIN | Tiyatrocu Ceren Sarp: Anneannem Deniz Türkali, beni bir akraba olarak değil de tecrübeli bir oyuncu olarak eleştirir

- İlk olarak seni tanıyarak başlayalım. 11 yaşında olduğun yanlışını da burada düzeltmiş olalım.

17 yaşındayım ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi’nde tiyatro bölümünde okuyorum. Ben de aslında çok küçük yaşımdan beri sanatla iç içe büyüdüm. Etrafımda oyunculuk veya sanatın herhangi bir dalından takip edebileceğim çok bir örnek yoktu ama ilk olarak üç buçuk yaşımda bale yapmaya başladım. Bale çok uzun sürdü, ortaokulun sonuna kadar neredeyse hep baleyle ilgilendim. Hatta o dönem Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü’ndeydim.

Sanırım bir süre sonra bale yeterli gelmemeye başladı. Dansın her türüyle ilgilendim. Salsa yaptım hatta yarışmalara katıldım. Modern dans yaptım, çağdaş dansı hâlâ yapıyorum. Piyano çalıyorum. Ama bunları yaparken yapmak istediğim şeyler onlar değilmiş gibi hissediyordum. Bu kadar çeşitli şey olması da beni mutlu ediyordu aslında. Ama bunların hepsini daha ortak yapabileceğim bir şey arıyor gibiydim, sanırım. Tam da emin değilim. Tek tanıdığım tiyatrocu karşı komşumuzdu (Gülüyor).

Küçükken onun oyunlarını bazen izliyordum. Sonrasında da Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’ndekileri görüyordum, çalışmalarını falan izlerdik. Tiyatro izlemeyi hep çok severdim ama yapmak da istedim ve biraz bunlar teşvik etti. Oyunlarda aynı anda dans ettiklerini, şarkı söylediklerini, enstrüman çaldıklarını gördüm. Bu çok hoşuma gitti çünkü sanatın her dalına aşığım ve gerçekten çok seviyorum. Tiyatro daha kapsayıcı demek istemiyorum ama benim yapmak istediğim şey buydu ve bunu fark ettim.

İlk oyunculuk deneyimim Kuru Otlar Üstüne filminde kamera önüyle başladı. Müthiş, öğretici, apayrı bir süreçti. Böyle başlıyor olmak da oyunculuk açısından fikirlerimi çok geliştirdi, kafamda çoğu şey daha da şekillendi ve yapmak istediğimi daha net anladım. Gelecekte de konservatuar istiyordum ve güzel sanatlar liselerinin sınavları olduğunu fark ettim ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi’ne girdim. En büyük destekçim annemle Ankara’dan buraya taşındım.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi’nde Eraslan Sağlam’la tanıştım. İlk sahneye Romeo ve Juliet oyunuyla Eraslan Hoca’nın tiyatrosu Tatavla Sahne’de çıktım ve üç yıldır da orada çeşitli oyunlarla devam ediyorum.

- Nuri Bilge Ceylan’ın Kuru Otlar Üstüne filmine dahil olma süreci nasıl oldu?

Bir ajans bünyesinde kamera önü oyunculuk eğitimi alıyordum. O derslere katıldığım sırada bir film için deneme çekimi olduğunu söylediler. Tabii ki Nuri Bilge Ceylan filmi olduğunu bilmiyordum. Hem Aylin hem de Sevim karakteri için deneme çekimi yaptık. Sevim karakteri oldu ve yönetmen görüşmesine gittik.

Her yerde söylüyorum ama yönetmen görüşmesine gidene kadar Nuri Bilge Ceylan filmi olduğunu bilmiyordum. Nuri Bilge Ceylan olduğunu kapı zilinde gördüm ve zaten sonrasında çekim süreci başladı.

- Nuri Bilge Ceylan filminde oynayacağını ilk öğrendiğinde ne hissettin?

Çok mutlu oldum zaten izlemeyi de çok sevdiğim bir yönetmen ve bütün filmlerini izledim. Bu filmlerin birinde oynayabilecek olmak çok değişik bir his. Ekibi de çok sevdim ve oynadığım herkese aşık oldum.

- Merve Dizdar’la sahnen yoktu ama Deniz Celiloğlu, Erdem Şenocak ve Musab Ekici ile sahnelerin vardı ve Nuri Bilge Ceylan’la mesain zaten hiç bitmemiştir diye tahmin ediyorum. Senin için nasıl bir deneyimdi?

Orası benim için bir okul gibiydi. Yani dediğim gibi kafamdaki her şey Bilge Hoca sayesinde orada şekillendi.

Tabii çoğunlukla onunla sahnelerim olduğu için Deniz abinin (Deniz Celiloğlu) payı da çok büyük. Karşılıklı biriyle ve gerçekten bu işi bilen bir oyuncuyla oynamak nasıl bir his, oyunculuktaki alma-verme dengesinin nasıl olduğu, karaktere nasıl yaklaşıldığı Bilge Hoca’nın payı da olmasına rağmen onlarla oynamak çok şey öğretti.

- İlk kamera önü deneyiminde tecrübeli oyuncularla ve Türkiye’nin en önemli yönetmenlerinden biriyle çalıştın. Nuri Bilge Ceylan’ın diğer tecrübeli isimlere yaklaşımı, sana olduğundan daha farklıdır ama sormak istediğim şu; seni nasıl motive etti ve yönlendirdi? Sert bir üslûbu mu vardı yoksa daha yumuşak ve gaz veren bir tavrı mı?

Ummadığım kadar rahat bir süreçti benim için. Benimle çok hafif yönlendirmelerle ilerledi. Zaten yaşımdan ötürü Sevim karakteri bana çok uzak değildi.

Oyunculuk konusunda bana çok baskıda bulunmadı ve daha çok benim bulduğum yöntemlere bıraktı. Hatta doğaçlamamızı da istedi. O yüzden Bilge Hoca'nın oyuncu yönetimi de çok iyiydi.

- Önce 76. Cannes Film Festivali’ne gittin sonra 59. Chicago Uluslararası Film Festivali'nde ödül aldın ve ardından okuluna geri döndün. Sen........

© T24


Get it on Google Play