Diğer

13 Ocak 2024

Yüksek enflasyonda dünyanın en önde gelen ülkelerinden biriyiz. Bu durum her uluslararası yayında karşımıza çıkıyor. Gördükçe de çok mutsuz oluyoruz.

Peki, kişi başına gelirde neredeyiz? Bu gelir son yıllarda nasıl bir gelişme gösterdi? Bu yazının amacı bu sorulara yanıt aramak.

Yanıtları elbette verilere dayanarak vermeye çalışıyorum. Kişi başına gelir verileri gösteriyor ki, diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda, Türkiye ne yazık ki gerilere, aşağılara kayıyor. Aslında bu durumu bu ülkede yaşayanlar çıplak gözle görüyor, sokakta şahit oluyor.

Ama iktidarda olanlara, yönetenlere bakarsanız, ülke olarak neredeyse uçuyoruz. Hatta bizi kıskanıyorlar. Öyleyse verilere bakalım.

Bu başlığı, Euronews kanalında yer alan bir haberden aldım. Euronews bu haberi AB'nin istatistik kurumu Eurostat'dan aldığı bilgilere dayanarak yapmıştı. Haber, AB üyesi ve üye adayı ülkelerde harcanabilir gelirleri karşılaştırıyordu. Euronews (7 Kasım 2023).

Bu noktada belirteyim: 1) Türkçede "harcanabilir gelir" yerine "kullanılabilir gelir" de diyoruz. Örneğin TÜİK, "kullanılabilir gelir" diyor. Bu geliri kişi veya hane harcayabilir veya tasarruf edebilir. 2) Yazının sonunda Euronews hakkında kısa bilgi veriyorum.

Euronews haberinde kaynak olarak gösterilen Eurostat verilerine baktım. Bu veriler, toplam 35 Avrupa ülkesindeki "Eşdeğer Hanehalkı Harcanabilir Kişi Başı (Fert) Geliri" verileridir. Bunlar, her ülkenin "Hanehalkı Gelir ve Yaşam Koşulları" araştırmasından elde ediliyor. Eurostat (16 Aralık 2023). Aşağıda iki tabloda bu verileri yansıtıyorum.

Daha fazla ilerlemeden bazı kavramları açıklamak iyi olacak. Harcanabilir/kullanılabilir gelir; hanehalkında yer alan kişilerin vergiler kesildikten sonraki toplam ücret, girişimci (kâr), gayrimenkul (kira), menkul kıymet (faiz ve temettü), karşılıksız sosyal transfer gelirlerinden oluşur.

Sosyal transfer geliri; içinde emekli maaşı, yaşlılık maaşı, işsizlik maaşı, karşılıksız burslar, aynî veya nakdî aile-çocuk yardımı, konut ve kira yardımı, yoksulluk yardımı gibi sosyal yardımlar vardır. Bursları ve aynî veya nakdî yardımları devlet yanında özel kurumlar ve kişiler de verebilir. Burada derneklerin, vakıfların ve Türkiye'de tarikatların yardımları akla gelir. Ayrıca elbette akraba ve komşu gibi yakınların da yardımları olabilir.

Eşdeğer kişi başı gelir; hanehalkının elde ettiği toplam net gelirin hanehalkındaki eşdeğer yetişkin sayısına bölünmesi ile elde edilir. Eşdeğer yetişkin sayısını bulmak için OECD şöyle bir ağırlık yapısı önermiştir:

Hanede sorumlu kişinin ağırlığı: 1,0

Hanede yaşı 14 ve üzerinde olan diğer yetişkinler ağırlığı: 0,5

Hanede yaşı 14'ün altında olan çocukların ağırlığı: 0,3.

Örneğin hanede anne, baba, 17 yaşında bir çocuk ve 11 yaşında ikinci bir çocuk varsa, eşdeğer yetişkin sayısı 1 + 0,5 + 0,5 + 0,3 = 2,3 olmaktadır. Bu hanenin net harcanabilir geliri 2,3'e bölününce kişi başına eşdeğer harcanabilir gelir bulunmuş olur.

Hanehalkında kişi başına eşdeğer harcanabilir gelir böylece bulunduktan sonra, bu gelirin nasıl dağıldığı ve nasıl geliştiği incelenebilir. Burada örneğin yüzde 10'luk, yüzde 20'lik gelir dilimlerinin payları, gelirin ortalaması, ortancası (median) gibi istatistikleri bulunabilir.

Eurostat'ın ve benzeri diğer uluslararası kurumların şöyle bir sorunu da var; bunlar birçok ülkeden veri derleyip karşılaştırma da yapmak zorundalar. Halbuki bir ülkeden derlenen, diyelim, gelir verisi o ülkenin ulusal parası cinsinden oluyor.

Eurostat bu gelirleri Euro gibi ortak bir para birimi cinsinden veya Satınalma Gücü Standardına (Purchasing Power Standard) göre ifade edebilir. Tablo 1'de Eurostat'ın Euro cinsinden hesapladığı kişi başına eşdeğer harcanabilir gelirin ortanca değerleri yer alıyor.

Tabloda Türkiye'ye gelir ve coğrafya olarak yakın ülkeler var. Bunların çoğunluğu, son beşi, AB üyesi değil. Almanya, AB'nin gelişmiş ülke örneği olarak yer alıyor.

Tablodaki verilere Almanya'yı dışarıda tutarak bakalım. Anlaşıldığı gibi, Türkiye'nin 2013'te kişi başına harcanabilir gelirin ortanca değeri diğer ülkelerinkinden daha yüksek.

Ancak 2021'e geldiğimizde, Euronews'da belirtildiği gibi, yalnızca Türkiye'nin kişi başına ortanca geliri düşüyor, diğer tüm ülkelerinki artıyor. Dahası, Türkiye'nin ortanca harcanabilir geliri yalnızca Arnavutluk'un ortanca gelirinden daha yüksek.

Satınalma gücü standardını kullanırsak durum değişiyor mu? Bir ölçüde, ama Tablo 2'de görüldüğü gibi genel gidişat değişmiyor. Türkiye'nin ortanca harcanabilir geliri, burada da yalnızca Arnavutluk'un ortanca gelirinden daha yüksek.

Bu iki tabloda Türkiye'nin 2022 değerlerinin yokluğu dikkat çekiyor. Diğer ülkeler 2022 değerlerini hazırlayıp sunmuşlar, Türkiye ise Arnavutluk ve K. Makedonya gibi bu konuda da geride kalıyor.

Yukarıdaki tablolarla ilgili akla gelen bir başka soru, ülkeler arası karşılaştırmada neden ortalama yerine ortanca değerlerinin kullanılmış olduğu sorusu. Aslında Eurostat ülkeler için hem ortalama, hem ortanca geliri hesaplıyor, ama ortanca değerleri öne çıkarıyor.

Nedeni şu; ortalama gelir bulunurken, gelir dağılımı bozukluğunu yansıtan çok yüksek gelirler ortalamayı yükseltiyor. Ortanca değeri ise, nüfusu ikiye bölen noktada yer alıyor. Ortancanın altında da, üstünde de aynı sayıda kişi var.

Şu sayıları ele alalım; 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10. Burada ortanca 6'dır, çünkü 6'dan düşük sayılar, 6'dan büyük sayılara eşittir. Burada ortalama da 6'dır ve ortancaya eşittir. Çünkü bu sayılar simetrik bir dağılım ifade ediyor.

Bir de şu sayılara bakalım; 2, 4, 6, 6, 7, 9, 10, 12, 16. Burada ortanca 7'dir. 7'den küçük dört sayı, 7'den büyük dört sayı var. Ancak burada dağılım sağa çarpıktır, sağdaki değerler daha yüksek olduğu için dağılımın simetrisini bozmuştur. Bu nedenle de ortalama 8'dir ve ortancadan daha yüksektir.

Türkiye'de gelir dağılımı giderek bozulmuştur ve ortalama gelir ortanca gelirden daha yüksek görünmektedir. Tablo 3'te TÜİK verilerinden bulunan ortalama ve ortanca kişi başı harcanabilir gelir değerleri TL olarak yer alıyor.

Görüldüğü gibi, gelir dağılımında bozukluk, ortalama gelirleri ortanca gelirlerden daha yüksek göstermektedir. Bu nedenle ortancayı kullanmak daha doğrudur.

Verilerden şu sonuca vardık. Yaklaşık son 10 yıldır, yüksek enflasyonun da etkisiyle, hem kişi başına harcanabilir gelir düzeyi düşmüş, hem da bu gelirin dağılımı bozulmuştur. Türkiye her iki yönden de diğer ülkelere göre geri düşmüştür. İktidarın politikaları bu bakımdan da başarısızdır.

Euronews (7 Kasım 2023) "Income inequality in Europe: Which countries have the highest and lowest disposable income?"

https://www.euronews.com/business/2023/11/07/income-inequality-in-europe-which-countries-have-the-highest-and-lowest-disposable-income

Eurostat (16 Aralık 2023, Last update) "Mean and median income by age and sex"

https://ec.europa.eu/eurostat/data/database?node_code=ilc_di

https://ec.europa.eu/eurostat/databrowser/view/ilc_di03/default/table?lang=en

Türkiye'nin önde gelen ekonomistleri arasında yer alan Prof. Dr. Ercan Uygur, 1969'da ODTÜ'yü bitirdi. Mezuniyetinin ardından Devlet Planlama Teşkilatı'nda (DPT) ‘uzman yardımcılığı' sınavına girdi. Ancak, Uygur'un da aralarında olduğu sınavda başarılı olan üç kişi göreve başlatılmadı.

Uygur, daha sonra sınavına girdiği Maliye Bakanlığı'nda göreve başladı. Bir yıl sonra iki yıllık lisansüstü öğrenim bursu için OECD'ye yaptığı başvuru, davet edildiği mülakatın ardından kabul edildi. İngiltere Warwick Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimi aldı. Doktorasını East Anglia Üniversitesi'nde yaptı; bu sırada bir yıl ‘ekonometri' dersi verdi. 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) İktisat ve Maliye Bölümü'ndeki ‘ekonometri' kürsüsünde asistanlık sınavına girdi; aynı yıl bu kürsüde göreve başladı.

Doçentlik çalışmaları için 1981'de dokuz aylık Norveç Hükümeti bursu ile bu ülkeye gitti, Prof. Dr. Leif Johansen ile çalıştı. Türkiye'deki doçentlik sözlü sınavının yapılacağı gün, 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile iki jüri üyesi, Prof. Dr. Tuncer Bulutay ve Prof. Dr. Nuri Karacan üniversiteden uzaklaştırılınca yapılamayan jüri toplantısı yedi ay sonra gerçekleştirilebildi. 12 Eylül 1980 darbesini izleyen süreçte üniversiteden uzaklaştırılan Türkiye'nin önde gelen iktisatçılarından Prof. Bulutay'ın "Bizleri temsilen Mülkiye'de kalacaksın" dediği Uygur, 1983'te ‘doçent' unvanını aldı.

1988'de Fulbright bursu ile ABD'ye gitti, Prof. Dr. Lawrence Klein ile LINK projesinde çalıştı. 1989'da ‘profesör' unvanını aldı. 1994-2012 döneminde Koç Üniversitesi'nde yaz dersleri verdi.

Mülkiye'den 2010 sonunda erken emekli oldu. Mülkiye'de öğretim üyesiyken şu kurumlara danışmanlık yaptı: - İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (1986-1994) - Wharton Econometric Forecasting Associates (1988-1991) - T. C. Merkez Bankası (1988-1993 ve 1997-1998) - Devlet İstatistik Enstitüsü, TÜİK (1990-1996) - ILO / Uluslararası Çalışma Örgütü (proje danışmanı, 1990) - T. C. Hazine Müsteşarlığı (proje danışmanı, 1992-1993 ve 1997-1999) - Dünya Bankası (proje danışmanı, 1999, 2002, 2009, 2010-2011) - Birleşmiş Milletler ECE (proje danışmanı, 1999-2000) - Third World Network (2009)

Yeni Yüzyıl gazetesinde köşe yazarlığı (1995-1998), Mülkiye'de İktisat Bölümü Başkanlığı (1996-2008), Ankara Üniversitesi Bilim Kurulu üyeliği (2002-2010), Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanlığı (2003 -2019), Ekonomi-Tek dergisi editörlüğü (2012-2020), Uluslararası Final Üniversitesi Rektör Yardımcılığı ve İİBF Dekanlığı (2016-2021) yaptı.

2011'de Uluslararası Ekonomi Birliği (IEA) Danışma Kurulu üyeliğine seçildi, bu görevi halen devam ediyor. 2012'de Kyoto Ödülü Danışma Kurulu üyeliğine davet edildi; editörlüğünü yaptıkları dahil olmak üzere Türkçe ve İngilizce 12 kitabı yayımlandı, 50'nin üzerinde bilimsel makale yazdı. Eylül 2021'den itibaren, Mülkiye'den öğrencilerinin kurup yönettiği T24'te köşe yazısı yazıyor. Prof. Dr. Ercan Uygur, 38 yıllık üniversite hayatını; 18 Mayıs 2017'de davet edildiği Mülkiyeliler Birliği Çarşamba Söyleşileri'nde Prof. Dr. Tuncer Bulutay'ın konuşması için koyduğu başlıkla özetliyor: "ODTÜ'de Öğrenci, Mülkiye'de Hoca…"

Türkiye’deki yüksek kronik enflasyonu hazırlayan şimdiki iktidar. İktidarını sürdürmüş olsa da çok yıpranmış durumda. Kendisinin oldukça sağında, çok daha radikal grupların yardımına muhtaç. Yeniden Refah, Hüda-Par ve MHP’nin desteği ile iktidarını sürdürüyor

Solow, Milton Friedman’ın her konuyu paraya ve para politikasına bağlamasına karşı çıkıyordu

Sputnik uydusunun bir rakip ülke tarafından uzaya gönderilmesi ile ABD’de eğitimi, işgücü niteliğini, bilimsel ve teknolojik ilerlemeyi yükseltecek değişiklikler yapılıyor

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - "Harcanabilir gelir yalnızca Türkiye'de düştü" - Ercan Uygur
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"Harcanabilir gelir yalnızca Türkiye'de düştü"

12 0
13.01.2024

Diğer

13 Ocak 2024

Yüksek enflasyonda dünyanın en önde gelen ülkelerinden biriyiz. Bu durum her uluslararası yayında karşımıza çıkıyor. Gördükçe de çok mutsuz oluyoruz.

Peki, kişi başına gelirde neredeyiz? Bu gelir son yıllarda nasıl bir gelişme gösterdi? Bu yazının amacı bu sorulara yanıt aramak.

Yanıtları elbette verilere dayanarak vermeye çalışıyorum. Kişi başına gelir verileri gösteriyor ki, diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda, Türkiye ne yazık ki gerilere, aşağılara kayıyor. Aslında bu durumu bu ülkede yaşayanlar çıplak gözle görüyor, sokakta şahit oluyor.

Ama iktidarda olanlara, yönetenlere bakarsanız, ülke olarak neredeyse uçuyoruz. Hatta bizi kıskanıyorlar. Öyleyse verilere bakalım.

Bu başlığı, Euronews kanalında yer alan bir haberden aldım. Euronews bu haberi AB'nin istatistik kurumu Eurostat'dan aldığı bilgilere dayanarak yapmıştı. Haber, AB üyesi ve üye adayı ülkelerde harcanabilir gelirleri karşılaştırıyordu. Euronews (7 Kasım 2023).

Bu noktada belirteyim: 1) Türkçede "harcanabilir gelir" yerine "kullanılabilir gelir" de diyoruz. Örneğin TÜİK, "kullanılabilir gelir" diyor. Bu geliri kişi veya hane harcayabilir veya tasarruf edebilir. 2) Yazının sonunda Euronews hakkında kısa bilgi veriyorum.

Euronews haberinde kaynak olarak gösterilen Eurostat verilerine baktım. Bu veriler, toplam 35 Avrupa ülkesindeki "Eşdeğer Hanehalkı Harcanabilir Kişi Başı (Fert) Geliri" verileridir. Bunlar, her ülkenin "Hanehalkı Gelir ve Yaşam Koşulları" araştırmasından elde ediliyor. Eurostat (16 Aralık 2023). Aşağıda iki tabloda bu verileri yansıtıyorum.

Daha fazla ilerlemeden bazı kavramları açıklamak iyi olacak. Harcanabilir/kullanılabilir gelir; hanehalkında yer alan kişilerin vergiler kesildikten sonraki toplam ücret, girişimci (kâr), gayrimenkul (kira), menkul kıymet (faiz ve temettü), karşılıksız sosyal transfer gelirlerinden oluşur.

Sosyal transfer geliri; içinde emekli maaşı, yaşlılık maaşı, işsizlik maaşı, karşılıksız burslar, aynî veya nakdî aile-çocuk yardımı, konut ve kira yardımı, yoksulluk yardımı gibi sosyal yardımlar vardır. Bursları ve aynî veya nakdî yardımları devlet yanında özel kurumlar ve kişiler de verebilir. Burada derneklerin, vakıfların ve Türkiye'de tarikatların yardımları akla gelir. Ayrıca elbette akraba ve komşu gibi yakınların da yardımları olabilir.

Eşdeğer kişi başı gelir; hanehalkının elde ettiği toplam net gelirin hanehalkındaki eşdeğer yetişkin sayısına bölünmesi ile elde edilir. Eşdeğer yetişkin sayısını bulmak için OECD şöyle bir ağırlık yapısı önermiştir:

Hanede sorumlu kişinin ağırlığı: 1,0

Hanede yaşı 14 ve üzerinde olan diğer yetişkinler ağırlığı: 0,5

Hanede yaşı 14'ün altında olan çocukların ağırlığı: 0,3.

Örneğin hanede anne, baba, 17 yaşında bir çocuk ve 11 yaşında ikinci bir çocuk varsa, eşdeğer yetişkin sayısı 1 0,5 0,5 0,3 = 2,3 olmaktadır. Bu hanenin net harcanabilir geliri 2,3'e bölününce kişi başına eşdeğer harcanabilir gelir bulunmuş olur.

Hanehalkında kişi başına eşdeğer harcanabilir gelir böylece bulunduktan sonra, bu gelirin nasıl dağıldığı ve nasıl geliştiği incelenebilir. Burada örneğin yüzde 10'luk, yüzde 20'lik gelir dilimlerinin payları, gelirin ortalaması, ortancası (median) gibi istatistikleri bulunabilir.

Eurostat'ın ve benzeri diğer uluslararası kurumların şöyle bir sorunu da var; bunlar birçok ülkeden veri derleyip karşılaştırma da yapmak zorundalar. Halbuki bir ülkeden derlenen, diyelim, gelir verisi o ülkenin ulusal parası cinsinden oluyor.

Eurostat bu gelirleri Euro gibi ortak bir para birimi cinsinden veya Satınalma Gücü........

© T24


Get it on Google Play