Diğer

T24 Haftalık Yazarı

18 Mart 2024

Belki haberlerde rastlamışsınızdır: ABD Temsilciler Meclisi hafta içinde TikTok’la ilgili bir yasa tasarısını kabul etti. Tasarıya göre TikTok’un sahibi Çinli ByteDance şirketi ya uygulamayı satmak zorunda kalacak ya da uygulama ABD’de yasaklanacak.

Fakat süreç Temsilciler Meclisi’yle bitmiyor. Şimdi top Senato’da. Tasarı oradan da geçerse ABD Başkanı Biden’ın masasına ulaşacak. Biden, böyle bir durumda kararı onaylayacağını söyledi. Tasarı Temsilciler Meclisi’nde 352’ye 65 gibi bir farkla kabul edildi. Dolayısıyla Senato’dan da geçerek Oval Ofis’e ulaşması zor olmayacak gibi duruyor.

Bunun birden fazla sebebi var. Çin’in TikTok sayesinde ABD vatandaşlarının kişisel bilgilerine erişme ihtimali birinci sırada... Bu ihtimalin ardından uygulamanın Çin politikalarını yanlı bir şekilde aktarma yani propaganda yapması olasılığı geliyor. Çin’in TikTok üzerinden ABD Başkanlık seçimlerine müdahil olma ihtimali… Gençlerin TikTok içeriklerinden kötü etkilenme ihtimali…

İhtimaller listesi uzayıp gidiyor. Dikkat ederseniz hepsi bir “ihtimal”. Zira ABD’li yetkililer TikTok’u hangi somut eylemi nedeniyle istemediklerini açıklamakta zorlanıyor. Uygur Türkleri, Tiananmen Meydanı olaylarına dair bazı videoların TikTok tarafından engellendiğine dair bazı raporlar var ama hepsi bu kadar... ABD’nin derdinin de bu iki örnekte ele alınan konulara ilişkin hassasiyetleri olduğunu düşünmüyoruz herhalde!

ABD tarafı ne kullanıcı bilgilerinin Çin devletiyle paylaşıldığına dair ne de ABD Başkanlık seçimlerine TikTok aracılığıyla müdahale edildiğine dair elle tutulur kanıt sunabiliyor. Aksine mevcut başkan Biden şu anda bile gençlere TikTok uygulaması üzerinden propaganda yapmayı sürdürüyor.

Zaten TikTok CEO’su Shou Zi Chew de bu hafta tasarı Meclis’ten geçince “Çok fazla gürültü var ama tam olarak neyi yanlış yaptığımızı söyleyen birileriyle karşılaşmadım” diyerek kendilerine elle tutulur bir iddia yöneltilmediğini söyledi.

Yasaklamanın alternatifi ise TikTok’u satın almak… Trump yönetiminde Hazine Bakanı olarak görev yapan Steven Mnuchin yine bu hafta yaptığı açıklamada uygulamayı satın almak için bir grup yatırımcıyı bir araya getirmeye çalıştığını açıkladı.

Fakat bu çözüm de o kadar kolay değil. 2020’de Trump benzer bir şekilde TikTok’a 90 gün süre vermiş, bu sürede satışının gerçekleşmemesi durumunda uygulamanın yasaklanacağına dair bir kararname yayınlamıştı. Çin de bunun üzerine Çin menşeli teknoloji şirketlerinin satışına birtakım engeller öngören bir yasayı devreye sokmuştu.

Trump’ın kararnamesi sürenin bitimine saatler kala mahkeme kararıyla iptal edilmişti. Çin’in yasası ise halen yürürlükte… Ve ilginç olan şu; yasa, bir şirket olarak TikTok’un satışına değil uygulamanın içerdiği algoritmanın satılmasına engel oluyor. Yani Çin’de geliştirilen bir teknolojinin yabancı ülkelerin eline geçmesine…

Gördünüz mü? Yine karşımızda bir algoritma sorunu var. Yani bugün dünyada en önemli bilgi kimin neyi nasıl tükettiğinin bilgisi… Bu bilgiye sahip olduktan sonrası kolay... Vermek istediğiniz mesajı karşı tarafın ilgisini çekecek şekilde içeriğe yedirmek…

TikTok’un ABD’de 170 milyon, dünyada bir milyar insan tarafından kullanıldığını düşünürseniz Çin’in elinde iyi çalışan bir algoritma var. Öyle görünüyor ki onlar da bu algoritmanın karşı tarafın eline geçmesine göz yummayacak.

ABD’li yetkilileri korkutan bir diğer nokta ise TikTok’un giderek bir haber kaynağına dönüşmesi. Öyle ya, insanların türlü tuhaflıklar yaparak kendi videolarını oluşturdukları, sonra bu tuhaflıkların devamı için canlı yayınlarda para talep ettikleri bir platform olarak biliyoruz Tik Tok’u… Kazın ayağı tam olarak öyle değil.

Financial Times’ta yer alan bir istatistiğe göre TikTok tüm sosyal medya uygulamaları içinde son üç yılda haber kasını en çok geliştiren platform. “Ben haberlerimi düzenli olarak TikTok’tan alıyorum” diyenlerin oranı üç yılda yüzde 22’den yüzde 43’e ulaşmış durumda.

Bu çok hızlı bir büyüme… Twitter bu konuda hala liderliği elinde tutsa da üç yılda 6 puan (yüzde 59’dan 53’e) gerilemiş. Facebook ise en çok kan kaybeden uygulama... Yüzde 54 olan oran, üç yılda yüzde 43’e dek düşmüş.

Araştırmacılar özellikle gençlerin haber için giderek artan bir şekilde sadece TikTok’tan beslendiklerini söylüyor. Hatta öyle ki, bugün TikTok gençler arasında bir arama motoru işlevi de üstleniyor. İlgi duydukları, öğrenmek istedikleri konuları TikTok’ta aratıp buluyor ve video izleyerek bilgi sahibi oluyorlar.

Adobe’un bir araştırmasına göre 1996’dan sonra doğan Z jenerasyonunun yüzde 64’ü TikTok’u arama motoru olarak kullanıyor. Bu rakam 1981-1996 arasında doğan Millennial’larda yüzde 49.

Dolayısıyla Çin’in elinde böyle bir kıymet varken bundan kolay kolay vazgeçeceğini düşünmek pek gerçekçi değil.

Üstelik TikTok yasaklanmayı ilk kez yaşamıyor. 2020 sonunda Çin-Hindistan sınırında meydana gelen sıcak çatışmada 20 Hint askerinin hayatını kaybetmesi sonucu Hindistan uygulamayı yasaklamış, 200 milyon Hintli kullanıcı bir anda TikTok’suz kalmıştı.

Ha bu arada, TikTok’un Çin’de de yasak olduğunu biliyor muydunuz? TikTok, tabii Çin’e de biraz fazla “özgür” geliyor. O nedenle orada Douyin adında, içeriklerin devletin denetiminden geçtiği bir tür çakma TikTok uygulaması kullanılıyor.

Ne acayip değil mi? Jeopolitik gerilimlerin teknolojiyle sınavını izliyoruz. Bir yanda teknolojinin sınır tanımazlığı, diğer yanda devletlerin eşyanın tabiatına aykırı bir şekilde sınırsızlığın sınırlarını belirlemeye çalışması…

Biraz acıklı da bir hal bu. Değişim o kadar hızlı gerçekleşiyor ki, devletler her yerinden patlak veren bir barajdaki delikleri derme çatma yamalarla kapatmaya çalışıyor sanki. Kan ter içinde kalarak… Yer yer gülünç durumlara düşerek…

Bundan bir yirmi yıl önce biri bize göbek atan amca, amuda kalkan teyze videolarının dünyanın süper güçlerini birbirine düşüreceğini söylese ne düşünürdük acaba?

Bitirmeden size Gazze’yle ilgili birkaç rakam vermek istiyorum. Biliyorum; Gazze’yi duyup, görüp elimiz kolumuz bağlı oturmak bizi kahrediyor. Bu yüzden bu haberlerden de kaçınır olduk. Lakin duymak, canımız acısa da okumak, yazmak, anlatmak lazım.

O yüzden bilmenizi isterim ki:

-Gazze’de 30 bin ölü, 72 bin yaralı var.

-40 hastaneden bugün sadece 14’ü kısmen çalışabiliyor. 4’ü ise sadece en acil ihtiyaçlara cevap verebiliyor.

-5 yaşın altındaki çocukların yüzde 90’ı bir veya daha fazla bulaşıcı hastalıkla boğuşuyor.

--Evlerin üçte ikisinde günde bir öğün yemek yeniyor.

-Nüfusun dörtte biri açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya.

Ve bu korkunç tablo her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Gazze açlıktan ölüyor. Tüm dünyanın gözleri önünde!

Ötesine gücümüz yetmese de, yukarıda da dediğim gibi, fark edin, fark ettirin…

Eray Özer ODTÜ’de psikoloji okudu, sosyoloji hatmetti. Akabinde Bilgi Üniversitesi’nde yüksek lisans, Anadolu Üniversitesi’nde ise tez aşamasına takılan bir doktora ile akademik hayattan bir türlü elini eteğini çekemedi. Hatta iki yıl boyunca Kadir Has Üniversitesi’nde sosyoloji dersleri verdi.

Meslek hayatına Radikal Gazetesi’nde başladı, kısa süreli televizyon haberciliği deneyiminin ardından Doğuş Dergi Grubu’nda devam etti.

Son olarak ise Cumhuriyet hafta sonu eki Sokak’ı çıkaran ekipte yer aldı. Radikal, Birgün, Cumhuriyet ve Diken’de yazdı.

Yaklaşık dört sezondur devam eden bir podcast içeriği hazırlıyor. Buzdolabının tarihinden Yapay Zekâ’ya, Roman halkının hikâyesinden Kayıp Kıta Mu’ya birbirinden farklı konular hakkında hiç bilinmeyenlerin anlatıldığı "Yeni Haller" ismindeki podcast yayınına Spotify'dan veya tüm podcast uygulamalarından ulaşabilirsiniz.

Orta sınıf ahlakını sağına soluna hiç dokunmadan en yalın haliyle absürd bir hikâyenin içine salıveriyor ve buradan tüm bu içerikleri tüketen, bu dizilerin hedef kitlesini oluşturan orta sınıfa bir ayna tutmaya çalışıyor. Peki çalışıyor mu? Metin muradına ermiş mi? Bana kalırsa maalesef hayır. Olmamış.

Dünya üzerindeki halka açılmış hemen her şirkette yüzde 5’lerden başlayıp yüzde 20’lere kadar çıkabilen hisselere sahipler… Konut da alıyorlar, şehirlerin altyapılarına, sağlık hizmetlerine yatırım da yapıyorlar

Eğer ihbar kendisinden daha düşük pozisyonda bir akademisyenden geliyorsa hemen karşı saldırı başlatıyorlar. İtibarsızlaştırma, ihbarı yapanın akademik çalışmalarının mercek altına alınması, davalar ve hatta cinayet!

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Çin, TikTok’un satışına izin verir mi? - Eray Özer
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çin, TikTok’un satışına izin verir mi?

25 1
18.03.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

18 Mart 2024

Belki haberlerde rastlamışsınızdır: ABD Temsilciler Meclisi hafta içinde TikTok’la ilgili bir yasa tasarısını kabul etti. Tasarıya göre TikTok’un sahibi Çinli ByteDance şirketi ya uygulamayı satmak zorunda kalacak ya da uygulama ABD’de yasaklanacak.

Fakat süreç Temsilciler Meclisi’yle bitmiyor. Şimdi top Senato’da. Tasarı oradan da geçerse ABD Başkanı Biden’ın masasına ulaşacak. Biden, böyle bir durumda kararı onaylayacağını söyledi. Tasarı Temsilciler Meclisi’nde 352’ye 65 gibi bir farkla kabul edildi. Dolayısıyla Senato’dan da geçerek Oval Ofis’e ulaşması zor olmayacak gibi duruyor.

Bunun birden fazla sebebi var. Çin’in TikTok sayesinde ABD vatandaşlarının kişisel bilgilerine erişme ihtimali birinci sırada... Bu ihtimalin ardından uygulamanın Çin politikalarını yanlı bir şekilde aktarma yani propaganda yapması olasılığı geliyor. Çin’in TikTok üzerinden ABD Başkanlık seçimlerine müdahil olma ihtimali… Gençlerin TikTok içeriklerinden kötü etkilenme ihtimali…

İhtimaller listesi uzayıp gidiyor. Dikkat ederseniz hepsi bir “ihtimal”. Zira ABD’li yetkililer TikTok’u hangi somut eylemi nedeniyle istemediklerini açıklamakta zorlanıyor. Uygur Türkleri, Tiananmen Meydanı olaylarına dair bazı videoların TikTok tarafından engellendiğine dair bazı raporlar var ama hepsi bu kadar... ABD’nin derdinin de bu iki örnekte ele alınan konulara ilişkin hassasiyetleri olduğunu düşünmüyoruz herhalde!

ABD tarafı ne kullanıcı bilgilerinin Çin devletiyle paylaşıldığına dair ne de ABD Başkanlık seçimlerine TikTok aracılığıyla müdahale edildiğine dair elle tutulur kanıt sunabiliyor. Aksine mevcut başkan Biden şu anda bile gençlere TikTok uygulaması üzerinden propaganda yapmayı sürdürüyor.

Zaten TikTok CEO’su Shou Zi Chew de bu hafta tasarı Meclis’ten geçince “Çok fazla gürültü var ama tam olarak neyi yanlış yaptığımızı söyleyen birileriyle karşılaşmadım” diyerek kendilerine elle tutulur bir iddia yöneltilmediğini söyledi.

Yasaklamanın alternatifi ise TikTok’u satın almak… Trump yönetiminde Hazine Bakanı olarak görev yapan Steven Mnuchin yine bu hafta yaptığı açıklamada uygulamayı satın almak için bir grup yatırımcıyı bir araya getirmeye çalıştığını açıkladı.

Fakat bu çözüm de o kadar kolay değil. 2020’de Trump benzer bir şekilde TikTok’a 90 gün süre vermiş, bu sürede satışının gerçekleşmemesi durumunda uygulamanın yasaklanacağına dair bir kararname yayınlamıştı. Çin de bunun üzerine Çin menşeli teknoloji şirketlerinin satışına birtakım engeller öngören bir yasayı devreye sokmuştu.

Trump’ın kararnamesi sürenin bitimine saatler kala mahkeme kararıyla iptal edilmişti. Çin’in yasası ise halen yürürlükte… Ve ilginç olan şu; yasa, bir şirket olarak TikTok’un satışına değil uygulamanın içerdiği algoritmanın satılmasına engel oluyor. Yani Çin’de........

© T24


Get it on Google Play