menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hasta cephesi: 14 yıldır süren dava, mahkemeden istendiği halde sunulmayan belgeler, bağımsız doktorların çekincesi...

12 0
19.07.2024

Diğer

19 Temmuz 2024

Tıpta malpraktis önemli bir konu. Adli kayıtlar artan sayıda malpraktis davasının olduğunu gösteriyor. Türk Tabipleri Birliği verilerine göre 2024'ün ilk 6 ayında yaklaşık 300 dava açıldı. Bu sayı geçen senenin iki katı. Açılan davaların nerdeyse yüzde 99'u bilirkişinin "komplikasyondur" görüşü nedeniyle hasta aleyhine sonuçlanıyor. Kısacası malpraktis davası açan hastaları uzun ve yıpratıcı bir süreç bekliyor.

Sırma Hande Sayın, 2010 yılında normal doğumla iki kız çocuğu annesi oldu. Doğum sonrası küvözde tedavi gören kızlarından Nevbahar'a hidrosefali teşhisi kondu. Ancak durum bundan ibaret değil. Sayın, kızının hastanede ihmal sonucu kafasına aldığı darbe yüzünden yürüyemez hale geldiğini belgeleriyle iddia ederek dava açtı. Çünkü doğumu yaptıran doktor ile doğuma katılan çocuk doktoru iki bebeğin de ağlayarak sağlıklı biçimde doğduklarını duruşma tutanaklarında beyan etmişti.

Dava 14 yıldır sürüyor ve mahkemenin hastaneden istediği belgeler hâlâ sunulmadı. Bilirkişinin, raporları değerlendirmeden "doğum komplikasyonu" demesi, bağımsız doktorların, Nevbahar'ın başındaki izin doğum sonrası çarpma ile oluştuğuna dair beyanlarına rağmen bunu rapora dökmemesi dava hakkındaki diğer önemli bilgiler olarak karşımıza çıkıyor.

Ve Sırma Hande Sayın'ın açtığı dava 17 Temmuz günü tüm delillere rağmen mahkeme tarafından bilirkişi raporuna istinaden bir kez daha reddedildi. Dava şimdi Yargıtay sürecinde. Sırma Hande Sayın sorularımızı yanıtladı.

- Kızınız Nevbahar'ın doğum sonrası hastanede geçirdiği travma yüzünden yürüyememesi iddiasıyla dava açtınız. Süreci sizden dinlesek…

Çocuğumu normal doğumla dünyaya getirdim. Doğumda hiçbir sorun yoktu. Normal doğum olduğu için kendimdeydim. Göbek bağları önümde kesildi. Hatta içimden isimlerini bile söyledim. Ancak doğum ağırlıkları yeterli olmadığı için kucağıma vermediler. Küvöze koyacaklarını söylediklerinde "düşük doğum ağırlıklı kardeşini yalnız bırakmasın ve o sırada tahlillerini de yaparız" dedikleri için "tamam" dedim. Bir gün sonra taburcu edildim, çocukları küvözde tutmaya devam ettiler. Süt vermek için her gün hastaneye gidiyordum. Bu sürede çocuklarımın çok iyi durumda olduğunu söylediler. O esnada şu anda yürüyemeyen kızımın kuvözünün üstünde "Kranial USG çekilecek" yazan notu gördüm ve yoğun bakımdaki çocuk........

© T24


Get it on Google Play