Cuma hutbesinde Atatürk'ün anılmaması meselesini nasıl çözdüm?
Gözümün nuru Bediüzzaman'ın "Zulüm başına 'adalet' külâhını geçirmiş. Hıyanet 'hamiyet' libasını giymiş. Cihada 'bağy' ismi takılmış. Esarete 'hürriyet' namı verilmiş. Ezdad suretlerini mübadele etmişler..." şeklinde tarif ettiği bir hakikat var. George Orwell buna 1984'ünde 'karşıt söylem' ismini veriyor. Taktiğin özeti şöyle: Her ne kötülük yapıyorsan kendini onun zıttıyla isimlendireceksin. Böylece yaptığın da meşrulaşacak. Karşıtını da olduğu şeyin tam zıttıyla tarif edeceksin. Böylece neye uğradığını şaşıracak. Sözgelimi: İsrail gibi Filistinlilere dörtdörtlük soykırım uyguluyorsan da 'nefsimüdafaa' diye satacaksın. (Hamas'ın annesütü gibi helal nefsimüdafaasını da 'terör' diye duyuracaksın.) Amerika gibi Irak'ı yoktan yere işgal edeceksen de "Demokrasi getiriyorum!" diyeceksin. Güçlü olsan da dürüstlüğe gerek yok. Kandırabildiğin kadarını kandıracaksın kamunun. Zorbalığına sinsiliğini katık edeceksin yani.
Allah gani gani rahmet eylesin. Çantacı Necmi İlgen abinin bir videosuna denk geldim geçenlerde. Almanya'da yaşadığı bir hâdiseyi anlatıyor. Hülasası: Gurbetçinin biri, başka isim bulamamış gibi, açtığı meyhanenin adını 'Fatih Sultan Mehmed' koymuş. Tabii meyhaneyi o nâm ile görünce bizim Necmi abinin şalteri atmış. Sahibini yakalayınca demiş: "Böyle yere Fatih Sultan Mehmed Han gibi dindar birinin ismi konulur mu hiç? Koyacaksan içkiyi seven birisinin ismini koy. Atatürk koy mesela. 'Atatürk Meyhanesi' olsun. Bak, uyarıyorum, Fatih gibi mübareğin ismiyle meyhaneyi devam ettirirsen, sadece günahkâr olmakla kalmazsın, hem de çarpılırsın." Adam da "Çarpıldım zaten!" diye itirafta bulunmuş. Meğer batıyormuş. Orayı da bir almana devredecekmiş yakında. Devirden sonra adı da değişecekmiş.
Bunun tersi de olabiliyor tabii. Mesela: Bizim semtte inşaatı senelerdir süren bir cami var. İsmi: 'Mustafa Kemal Paşa Camii.' Allah günahlarını affetsin. İnşaatta bir türlü sona gelinememesi semtin sakinleri için dedikodu malzemesidir. Kimisi suçu cami derneğine, kimisi yeterince koltuk çıkmadığını düşündüğü Diyanet'e, kimisi de inşaatta çalışanlara atmaktadır. Bir de daha ilginç nedenlere müracaat edenler var. Aynen. Örneğin: Caminin nâmının 'Mustafa Kemal Paşa' olmasından dolayı işlerinin düzgün yürümediğini söyleyenler de mevcuttur. Evet. Onlara göre hiçbir camiye bu ad verilmemeliymiş. Zira Kemal Paşa'nın (tatlısını da çok severim ha) camilerle başı zaten hoş değilmiş. Kendisine de sorulsa, artık nasıl........
© Risale Haber
visit website