Ali Erbaş Hoca İsa aleyhisselamı nasıl öldürdü?
Yıllar önce bir abim "İmanımızı artık ilahiyatçılardan korumaya çalışıyoruz Zeki kardeşim!" dediğinde çok gülmüştüm. Sonra gülmem geçti tabii. Çünkü tecrübelerimle ne demek istediğini anladım. Bir de anladım ki, fıkralar, başınızdan geçmediğinde komik oluyor. Lakin, yanlış anlaşılmasın, Zeki Kamilzade kardeşiniz yine de fıkraları sever. O da size bazen anlatır. İşte yeni bir tanesi geliyor:
Temel bir zaman yazarlığa heves etmiş. Fakat nereden başlayacağını bilmiyormuş. Demişler: "Orhan Pamuk'a git. Kitapları çok satar. En iyi tavsiyeyi ondan alırsın." Hemen uçağa atlayıp İstanbul'a varmış. Sormuş, soruşturmuş, en nihayet Pamuk'u bir seminerde bulmuş. Meramını anlatmış. Pamuk da, görmüş geçirmiş bir yazar olarak, üç tavsiyede bulunmuş: "Bak, Temelciğim..." demiş. "Eğer romanının çok satmasını istiyorsan üç şeyi ihmal etmeyeceksin: 1) İçine mutlaka cinsellik katacaksın. 2) Mutlaka dinî bir renk ekleyeceksin. 3) Bir de gizemi romanından eksik etmeyeceksin."
Temel'in aklına yatmış. Çalışmalara başlamış. Bir yıl kadar sonra romanın ilk taslağı elinde olarak İstanbul'a dönmüş. Pamuk'u yine bir tenhada yakalamış. Taslağını inceletmiş. Pamuk, aman, böyle demeyeceğim. 'Pamuk' deyince sanki kedi yavrusundan bahsediyormuşuz gibi oluyor. Şunu Orhan Bey'e çevirelim. Orhan Bey metni şöyle bir karıştırmış. Sonra demiş ki: "Bak şimdi Temelciğim. Ben bu taslağa bir isim versem şöyle derdim: 'Matilda Kocasını Neden Aldattı?' Neden? Çünkü 'Neden Aldattı?' diyorsun, gizem, merak edilecek birşey var yani. Sonra 'Aldattı' diyorsun, cinsellik imâsında da bulunuyorsun, OK. Fakat hiçbir dinî çağrışım yok bu eserde. Onu eksik bırakırsan romanın kıvamına ulaşmamış olur. 'Çok satanlar' listesine giremezsin. Çok satanlardan olmak için üçü birarada olmalıdır."
Acayip, roman dediğin Nescafe midir ki, 'üçü birarada' olsun? Fakat Orhan Bey'in de sözü yabana atılmaz. Temel bu nasihatleri de kulağına küpe yapmış. Hemen atlamış uçağa, memleketine dönmüş, çalışmalara başlamış. Tam bir yıl sonra, ikinci taslak elinde, tekrar İstanbul'daymış. Orhan Bey'i ziyaret edip önüne koymuş. Orhan Bey gözucuyla bakmış. Başlığı okumuş. Sonra Temel'e gülümsemiş. Kapaktaysa şöyle yazıyormuş: "Allah Cezasinu Versun. Ha Bu Matilda Karisi Kocasinu Neden Aldatti?"
Katmak başka, karıştırmak başka, katakulle başka şeyler tabii. Benzeri bir hadiseyi de İsmet İnönü'den hikâye ederler. Onun da icmali şöyledir: Efendim, hem CHP'nin hem de başındaki masterchef İnönü'nün dinle-diyanetle başı pek hoş değilmiş. Fakat, ne yaparsınız ki, Türkiye halkı müslümandır. Üstelik bir de o yıllarda epeyce dindardır. Bu nedenle, seçimlerde, CHP'yi her daim........
© Risale Haber
visit website