GAZZE’Yİ UNUTURSAN KENDİNİ UNUTURSUN
Unutmak ve hatırlamak arasında insan kalmanın yöntemini bulabilmek insanlığının farkındalığını aramakla eş değer bir olguyu işaret eder. Unutmaya yönelik olumsuzlayıcı ilahi bilginin varlığı hatırlamanın önemini gösterir. Vahyin zikir/hatırlama ile tanımlanması hatırlamanın, hatırlatmanın ve hatırlatıcı bir rol üstlenmenin doğru konumunu işaret eder. Unutmak ise aldatılmanın yollarını açık tutmanın imkânlarını gösterir. Unutmak, kıymeti, değeri, anlamı, ahlaki olanı göz ardı ederek nefsin ve şeytanın tuzaklarına düşmeyi zorunlu kılar. Bu yüzden unutulmak ve unutmak hep bir olumsuzluğu beraberinde taşır. Unutmanın tek olumlu zemini ise nefsin arzu ve isteklerini, şeytanın ayartıcı şaşaasını ve işlenmiş günahı, sana yapılmış bir hatayı unutmaktır.
Gazze halkının son yirmi gündür sürekli ‘unutmayın bizi’ diye hatırlatmada bulunmalarının bir karşılığı olacaktır.
Çünkü Gazze yapılan bütün vahşete ve soykırıma karşılık galip gelme adına önemli kazanımlara sahip olmuştur. Ama bu son üç haftada Gazze ablukasının ve soykırımının unutulması bağlamında bölge dışına taşırılan şiddet ve saldırılar gündemi farklı noktalara taşıdı. Lübnan, Yemen, İran, Pakistan, Kuzey Irak, Suriye ve Türkiye’nin de içinde yer aldığı bu yeni şiddet sarmalı Gazze’deki olayları unutturmaya yaradı. Gündemden düşmeye başlayan Gazze doğal olarak kendi haline bırakıldığında İsrail, yenilgisine rağmen oradan bir zafer çıkarabilir. Bu durumu göz ardı etmemek lazımdır. Sosyal medyada Filistin meselesi ile ilgili haberlerin azalması, televizyon programlarında artık eskisi gibi konuşulmayan soy kırım ve İsrail mezalimi, gündemden düşmeye başlayabilir. Buna yönelik bir refleks olarak her Filistinli arkadaş, Filistin’deki görüntüler eşliğinde ‘aman ha bizi unutmayın’ diyerek tepkisini dile getirmektedir.
Aksa Tufanı başladığında Filistin ile ilgili haberleri sürekli paylaşan........
© Mir'at Haber
visit website