Kur’an-ı Kerim’de Demirin Sırrı - II
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, “Hak Dini, Kur’an Dili” tefsirinde, Hadid Sûresi 25’inci ayet-i kerimenin tefsirinde Fahreddin Razî’nin tefsirinden de örnek vererek şöyle devam etmektedir:
“Üstünlüğü kendi yüceliğine tahsis eden Allah her türlü noksanlıklardan münezzehtir. İnsanlar da O’nun lütfu sayesinde zenginleşmişlerdir. Havanın nefeslerini bolca yaratmıştır, her can sahibi ise onun nefeslerine muhtaçtır.
Bu ayetin benzeri, “Allah, kitabı ve mizanı hak olarak indirendir...” (Şurâ, 17) ve “Göğü Allah yükseltti ve mizanı O koydu” (Rahmân, 7) ayetleridir. Burada kitap ve mizan ile demirin münasebetine dair Fahreddin Razî’nin tefsirindeki şu güzel bilgileri okumadan geçmeyelim:
1-Sorumluluğun alanı, ikidir. Birisi, layık olanı yapmak, diğeri ise layık olmayanı terk etmektir. Birincisi, bizzat kastedilendir. Zira maksut bizzat terkedilseydi o zaman hiç kimsenin yaratılmaması gerekirdi. Çünkü terk ezelde mevcuttur. Layık olan fiil de ya, nefisle ilgili olur ki o, ilim ve bilgidir. Yahut bedene ait olur ki o da, âletler ve organlarla yapılan işlerdir. İşte nefsi fiillerden layık olanı yapmak konusunda kendisine başvurulacak şey kitaptır. Çünkü hak bâtıldan, delil şüpheden onunla seçilir.
Bedenî fiillerden layık olanı yapma hususunda kendisine başvurulacak şey de mizandır. Çünkü ameller içinde sorumluluğu en ağır olanlar, yaratıklarla olan muamelelerdir. Mizan da, adaletin zulümden, fazlanın noksandan kendisiyle seçildiği şeydir. Demirdeki kuvvet ve şiddet de yaratıkları layık olmayan fiillerden zorla menetme vasıtasıdır.
Kısacası kitap, nazarî kuvvetlere; mizan, amelî kuvvetlere, demir de layık olmayan şeyin ortadan kaldırılmasına işarettir. Bu üç husustan en şereflisi, manevî işlere önem vermek sonra maddi işlere riayet etmek, sonra da layık olmayan şeylerden sakınmaktır ki ayette de bu tertip gözetilmiştir.
2-Muamele ya yaratıcı iledir ki bunun yolu kitaptır. Yahut insanlarladır ki bu da, ya dostlarla ya da düşmanlarla olur. Dostlarla muamele eşitlik esasına dayanır. Bu da, mizan ile........
© Milli Gazete
visit website