Toplumsal çürümeden kurtuluş reçetesi: Toplumsal tövbe
“Ben bu çağdan etimle tırnağımla nefret ettim.”
Son zamanlarda öyle dehşet verici haberlerle karşı karşıyayız ki yaşadığımız bunca şeye nasıl tepki vermemiz gerektiğini şaşırdık. Yaşanan her yeni kötülükte, ortaya çıkan her vahşette bundan daha kötüsü olamaz diyoruz.
Toplumsal çürüme diyorlar bu yaşadıklarımıza…
Sosyologların deyimiyle toplumsal bozulma… Eğer toplumda düzen bozulursa anomi denilen bu hallerin yaşanması kaçınılmazdır.
Adına her ne derseniz deyin yaşadıklarımız musibetten başka bir şey değil.
Katil İsrail’in acımasızca öldürdüğü çocuklar, kadınlar bir yanda…
Narinler, İkballer, Ayşenurlar bir yanda…
Daha doğar doğmaz öldürülen, öldürülmek için organize kötülüğün içine düşen çocuklarımız bir yanda…
Hangi birine ağlayalım, hangi birine öfkelenelim, hangi birine tepki koyalım şaşırmış durumdayız…
Hadi Filistin’de yaşananlar bizden kilometrelerce ötede yaşanıyor…
Hadi İsrail’in karşısında duramayacağınız sebepleriniz var.
Hadi korkak İsrail askerlerine taş atan küçük çocuklar kadar cesaretiniz yok…
Fakat yanı başımızda olan bitenlere karşı gerekli tepkiyi verecek gücümüz de mi yok? Bu nasıl narkozlanma ki........
© Milli Gazete
visit website