Elhamdülillah, bir Ramazan’a daha kavuştuk. Bir tarafımız heyecan ve neşe içerisinde olsa da bir tarafımız buruk ve acı içerisinde.

Esasında son senelerde hep böyle karşılıyoruz Ramazan’ı…

Salgın denen illetle önce evlerimize kapatıldık. Ramazan’ın birlik ve beraberliğini tadamadığımız günler geçirdik.

Ardından deprem gibi büyük bir felaket yaktı canımızı. Teknolojinin ve bilimin bu kadar geliştiği çağımızda binlerce insanımızın enkaz altında kalması, hayatta kalanların çadırlarda Ramazan’ı geçirecek olması içimizi burktu.

Şimdi ise Filistin ile imtihan oluyoruz.

Gözlerimizin önünde açlıktan çocuklar ölüyor.

Son model silahlarla bir soykırım yaşanıyor.

Ve biz oturuyoruz!

Bahanelerin arkasına sığınarak oturuyoruz.

Teknolojinin ve bilimin gelişmesi, insanlığın medeniyette ne kadar ilerlediğinin bir göstergesi olarak sunulur. Hâlbuki çağımızda tam tersi mevcuttur. İnsanı insan yapan değerlerin hepsi alaşağı olmuştur.

Sorun teknolojide ya da bilimde değildir. Sorun bu gücü kimin elinde tuttuğundadır. Başka bir şekilde ifade edecek olursak sorun bu gücü kimin elinde tutamadığındadır. Yani Müslümanlardadır. Bilim ve ilim konusunda öyle geride kaldık ve öylesine dünyaya daldık ki!..

Nüfus olarak zalim ve katil İsrail’den ve onun destekçilerinden fazla olmamıza rağmen yaşanan bu soykırıma seyirci kalıyoruz. Çünkü elimizden bir şey gelmeyeceğine inanıyoruz.

Sayı olarak bu kadar çokken kardeşlerimizin katline böylesine seyirci olmamız çok büyük bir hastalıktır.

Âlemlere Rahmet Efendimiz (sav), seneler öncesinde bizleri bu hastalığa karşı uyarıyor.

Sevban'dan (ra) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Yakında milletler, yemek yiyenlerin (başkalarını) çanaklarına (sofralarına) davet ettikleri gibi, size karşı (savaşmak için) birbirlerini davet edecekler."

Sahabeden bir adam, "Bu, o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak?” dedi.

Rasûlullah (sav), "Hayır, aksine siz o gün kalabalık, fakat selin önündeki çerçöp gibi zayıf olacaksınız. Allah düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak, sizin gönlünüze de vehn atacak" buyurdu.

Yine bir adam: "Vehn nedir ya Rasûlullah?" diye sorunca:

"Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir." buyurdu. (bk. Ebu Davud, Melahim, 5)

Şu an yaşadığımız ve tepkisiz kalmamıza neden olan şey bu: dünyayı sevmek ve ölüm korkusu!

Sadece İncirlik Üssü’nü kapatsak İsrail’i kör ederiz. Ancak vehn hastalığı yüzünden ne üsleri kapatmayı konuşabiliyoruz ne de ticaret gemilerini göndermeyi durdurabiliyoruz. Bunları konuşmaya kalktığımızda bir sürü bahane sıralanıyor.

Mübarek Ramazan ayındayız. Ekranlarda yine orucu neyin bozup bozmayacağı konuşulacak. Biz kallavi iftar sofralarıyla oruç açarken… Kardeşlerimiz açlıktan ölürken… Limanlarımızdan gönderdiğimiz gemilerle İsrail’i beslemeye devam ederken… Oruçlarımız kabul olur mu?

Vehn hastalığına şifa bulduğumuz bir Ramazan geçirmek duası ile…

QOSHE - İsrail’i beslerken orucumuz kabul olur mu? - Selime Sümeyye Abatay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsrail’i beslerken orucumuz kabul olur mu?

9 0
12.03.2024

Elhamdülillah, bir Ramazan’a daha kavuştuk. Bir tarafımız heyecan ve neşe içerisinde olsa da bir tarafımız buruk ve acı içerisinde.

Esasında son senelerde hep böyle karşılıyoruz Ramazan’ı…

Salgın denen illetle önce evlerimize kapatıldık. Ramazan’ın birlik ve beraberliğini tadamadığımız günler geçirdik.

Ardından deprem gibi büyük bir felaket yaktı canımızı. Teknolojinin ve bilimin bu kadar geliştiği çağımızda binlerce insanımızın enkaz altında kalması, hayatta kalanların çadırlarda Ramazan’ı geçirecek olması içimizi burktu.

Şimdi ise Filistin ile imtihan oluyoruz.

Gözlerimizin önünde açlıktan çocuklar ölüyor.

Son model silahlarla bir soykırım yaşanıyor.

Ve biz oturuyoruz!

Bahanelerin arkasına sığınarak oturuyoruz.

Teknolojinin ve bilimin gelişmesi, insanlığın medeniyette ne kadar ilerlediğinin bir göstergesi olarak sunulur. Hâlbuki çağımızda tam tersi mevcuttur. İnsanı insan yapan değerlerin hepsi alaşağı olmuştur.

Sorun teknolojide ya........

© Milli Gazete


Get it on Google Play