Madenler daima acıyla hatırlanmakta ülkemizde.

Merzifon, Soma şimdi de Erzincan.

Her göçükte sadece işçilerimizi kaybetmiyoruz.

Aileleri, akrabaları, arkadaşları, mahalleli, halk derin elemler yaşamakta.

Ülkemiz sömürge mi ki elini kolunu sallayan memleketimizde altın çıkarabilmekte.

Bir ara Bergama’da Alman şirketten ötürü sıkıntılar yaşandı,

Siyanürden ötürü köylüler yıllarca protesto etti,

Sonra altın arıyoruz diye Kaz Dağları talan edildi.

Kesilmedik ağaç kalmadı.

Şimdi de Erzincan İliç,

Hem canlarımız gitti,

Hem büyük bir çevre felaketi için tehlike çanları çalmakta.

Fırat Nehri’nin temiz suları zehirli maddelerle hastalık saçacak.

Para hırsı temiz olan ne varsa yok etmekte.

Fakat ne yazık ki her depremde katil müteahhitler, birkaç ay hapse girip ellerini kollarını sallayarak çıkmaktalar.

Ünlü inşaat şirketinin bozuk asansörü kaç tane işçinin mezarı oldu, patronlar pişkince hayatlarına devam ettiler.

Ne yazık ki altın madeninin sahipleri de, paralarından aldıkları güçle fazla da sorumluluk almayacaklar.

Nitekim Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bilirkişi ön raporu açıklandı.

9 işçinin toprak altında kaldığı madeni işleten Anagold Madencilik şirketi, raporda asli kusurlu bulunmadı. Şirket alt işverenleri yeterince denetim ve gözetime tabi tutmadığı için tali kusurlu sayıldı.

Operasyon direktör vekili, proses oksit müdürü, oksit operasyon başmühendisi, oksit operasyon mühendisi, borulama süpervizörünün asli kusurlu olduğu belirtildi. Alt işveren yetkilileri ise gerekli tedbirleri almamalarına karşın tali kusurlu kabul edildi.

Dahası Kanadalı şirketin gücünü göstermek için köylülere daha 2016’da bol bol para dağıttığı haberlere yansımakta;

Konuyla ilgili Sözcü'ye açıklamalarda bulunan Yavuzyılmaz,"Maden, yüzde 80'i ABD merkezli Anagold, yüzde 20'si ise Çalık Grubu'na ait olan Lidya Madencilik tarafından işletiliyor. Maden alanı 2010 yılından itibaren sürekli olarak genişletildi ve defalarca ÇED sürecinden geçti. Şirket, bölgedeki köylülere para dağıtıp dava açma ve yargıya itiraz etme haklarını da ellerinden almış. 2016'da hazırladığı bir protokolle buradaki vatandaşlara 130 bin lira verip, geçmişte ve gelecekte yapılmış ya da yapılacak her tür madencilik faaliyeti için şikâyet ve itirazda bulunmama, adli ve idari dava açmama konusunda taahhütname alıyor" dedi.
Gazete Duvar'a konuşan bir işçi, 10 yıldır Anagold'da çalıştığını belirterek şunları anlattı: “Buradaki insanlar hep sessiz kalıyor. İnsanlar susturulmuş durumda. Herkes konuşmak istiyor fakat konuşamıyor. Sürekli şirketten uyarı barındıran mailler geliyor. Toplanamıyor, bir araya gelemiyoruz. Özellikle ben ve bir şeyler yapmak isteyen 4 arkadaş takip edilip gözetleniyoruz. 2020 yılında SSR Mining şirketin %80'ini satın aldı ve usulsüzlükler başladı. Sonrasında tek istedikleri daha fazla üretim, üretim, üretim oldu.
Maske ve gözlük dışında hiçbir önlem alınmıyor. Eğer SSR satın almasaydı bu İliç alanı bu kadar yükseltilmeyecekti. Ve bugün bu insanlar orada olmayacaktı. Çatlaklar biliniyor, herkesin arasında konuşuluyordu. Hatta bir tane taşeron firma, kendi ekibini sahadan çekti. Fakat Anagold ve bir taşeron firma işçileri geri çekmedi. İlçede herkes suskun, herkesin eli kolu bağlı. Yarın tazminatını alamayacak, yarın iş hakkı feshedilecek, böyle korkuları var insanların. Hayatımızda hiç bu kadar çaresiz hissetmedik. Sabahtan akşama kadar ağlamaktan başka bir şey elimizden gelmiyor, bunu anlamanız çok zor."

İşçi kardeşimizin ifade ettiği acı gerçek, can yakmakta.

Madenciler çoluk çocuklarının nafakasını kazanmak için kanlarını kaşığa koymuş koşturmaktalar.

Başka seçenekleri yok.

Ekmeklerinin kanla karıldığı gerçeğini değiştirmeleri yok gibi maalesef.

QOSHE - Madencinin kanla karılan ekmeği - Mine Alpay Gün
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Madencinin kanla karılan ekmeği

11 0
18.02.2024

Madenler daima acıyla hatırlanmakta ülkemizde.

Merzifon, Soma şimdi de Erzincan.

Her göçükte sadece işçilerimizi kaybetmiyoruz.

Aileleri, akrabaları, arkadaşları, mahalleli, halk derin elemler yaşamakta.

Ülkemiz sömürge mi ki elini kolunu sallayan memleketimizde altın çıkarabilmekte.

Bir ara Bergama’da Alman şirketten ötürü sıkıntılar yaşandı,

Siyanürden ötürü köylüler yıllarca protesto etti,

Sonra altın arıyoruz diye Kaz Dağları talan edildi.

Kesilmedik ağaç kalmadı.

Şimdi de Erzincan İliç,

Hem canlarımız gitti,

Hem büyük bir çevre felaketi için tehlike çanları çalmakta.

Fırat Nehri’nin temiz suları zehirli maddelerle hastalık saçacak.

Para hırsı temiz olan ne varsa yok etmekte.

Fakat ne yazık ki her depremde katil müteahhitler, birkaç ay hapse girip ellerini kollarını sallayarak çıkmaktalar.

Ünlü inşaat şirketinin bozuk asansörü kaç tane işçinin mezarı oldu, patronlar pişkince hayatlarına devam ettiler.

Ne yazık ki altın madeninin sahipleri de, paralarından aldıkları güçle fazla da sorumluluk almayacaklar.

Nitekim Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bilirkişi ön raporu açıklandı.

9 işçinin toprak altında kaldığı madeni işleten Anagold Madencilik........

© Milli Gazete


Get it on Google Play