Aliya’nın torunu Noel ağacı paylaşarak Noel kutladı.

İnsanlar dedenin o meşhur sözü ile tepki gösterdi;

'Savaş, ölünce deği̇l düşmana benzeyi̇nce kaybedi̇li̇r'

Torun Nadja, tepkilere çok sinirlendi,

Paylaşımı, insanları paylama dozundaydı;

"Ben bir Müslüman’ım, İslami gelenek ve inanışla büyüdüm. İnancımı uyguluyorum, kim olduğumla gurur duyuyorum ve bana bunları öğretmeye çalışanları hadlerini bilmeye davet ediyorum. Bosna'da Müslüman olmayan arkadaşlarımız, dostlarımız, komşularımız ve hatta akrabalarımız var. Burada sadece Noel değil, Paskalya ve bayram iç içe kutlanır ve bu bizim zenginliğimizdir. Dostlarıma bayramda baklava ikram ediyorum, onlar da Paskalya 'da bana renkli yumurtalar getiriyorlar. Bizden önceki nesil Bosna'da böyle yetişti, ben de oğlumu böyle yetiştirecek ve ona Müslüman olmayı, ama en başta iyi bir insan olmayı öğreteceğim. Dedemden bahsedenler onu ne kadar tanıyor bilmiyorum ama o kendisini Avrupalı bir Müslüman olarak isimlendirirdi. Bhagavad Gita'yı, İncil'i, Eski Ahit'i, Dostoyevski'yi ve Schopenhauer'i, bunların hepsini ilgiyle okudu ve inancını o kültür üzerine inşa etti. Ailemde çoğu kişi Michelangelo'nun heykellerini ve Aziz Petrus Bazilikası’nı gördü, hepsi de dedem tarafından İtalya'ya ve Vatikan'a bunun için götürüldü. Dedemi benden daha iyi tanıdığınızı iddia etmiyorsanız eğer, lütfen ithamlarınızda daha fazla ileri gitmeyin."

Nadja bu ikisi arasındaki nüansı kabul etmek istememekte.

Elbet iyi bir Müslüman çok okuyacak, başyapıtları bilecek, çok gezecek, sanat eserlerini görecek, tanıyacak.

İnsanlığın saf inanışlarının zirvesi olan kiliseleri, katedralleri, bazilikaları, manastırları, şapelleri tanımak bir Müslüman’ı elbette zenginleştirir.
Çoğu kişi de gezdiği mabedlerin mimari aksanına göre, Katolik, Ortodoks, Protestan mezheplerinin hangisine ait olduğunu bilir.

Bir Müslüman, Mescid-i Aksa’yı sevdiği kadar, Paris’teki Notre Dame Katedrali’ne de ilgi duyar.

Kurtuba Camii’ni saydığı kadar, Milano Katedrali’ni de selamlar.

Delhi’deki Kutub Minar’a sevdalandığı kadar, Barselona’daki Familia Bazilikası’nın haşmetini de not alır.

Şam Emeviye Camii’ne vurulduğu kadar, Floransa Katedrali’ni de adım adım dolaşır.

Beyşehir Eşrefoğlu Camii’ne tutuklandığı kadar, Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası’nı da şaşarak izler.

Bursa Ulu Camii’ni seyretmeye doyamadığı kadar Köln Katedrali’ne hangi dağın esin verdiğini de çözmeye çalışır.

Süleymaniye Camii’ne mıhlanıp ayrılamadığı kadar Viyana’daki Aziz Stephan Katedrali’nde de duraklar.

Kazablanka’daki Hasan Camii’nin musıkisini duyduğu kadar Venedik’teki San Marco Bazilikası’nın ritimlerini işitir.

Mostar’da Neretva Nehri yanında Koski Mehmed Paşa Camii’nde nasıl nehrin sularına dalıp gittiyse, Normandiya’daki tepelerden denizi seyreden Mont Saint Michel Manastırı’ndaki suya özlemi görür.

Isfahan Mescid-i Cuması’nda Selçuklu hayallerine dalarken, Prag’da Aziz Vitus Katedrali’nin ağırladığı muhalifleri düşünür.
Mali’de balçıktan yapılmış Jenne Camii’nde insanın topraktan yaratıldığına dair vurguyu duyduğu kadar, İngiltere’deki Winchester Katedrali’nin insana tepelerden bakan ezici bakışlarından ürker.

Hâsılı Nadja seninle meslektaşız,

İkimiz de sanat tarihçisiyiz,

Bu listeden çok daha fazla iki kültüre ait eserleri gördüm, bilgilendim.

Lakin evime Noel çamı alıp, bir de matahmış gibi paylaşmam,

Herhalde Hıristiyan komşuların Kurban’da kapılarına koç bağlıyorlar ki,

Muhtemelen onlara jest olsun diye Noel ağacını paylaşmışsın.

QOSHE - Aliya’nın torunu - Mine Alpay Gün
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Aliya’nın torunu

10 0
31.12.2023

Aliya’nın torunu Noel ağacı paylaşarak Noel kutladı.

İnsanlar dedenin o meşhur sözü ile tepki gösterdi;

'Savaş, ölünce deği̇l düşmana benzeyi̇nce kaybedi̇li̇r'

Torun Nadja, tepkilere çok sinirlendi,

Paylaşımı, insanları paylama dozundaydı;

"Ben bir Müslüman’ım, İslami gelenek ve inanışla büyüdüm. İnancımı uyguluyorum, kim olduğumla gurur duyuyorum ve bana bunları öğretmeye çalışanları hadlerini bilmeye davet ediyorum. Bosna'da Müslüman olmayan arkadaşlarımız, dostlarımız, komşularımız ve hatta akrabalarımız var. Burada sadece Noel değil, Paskalya ve bayram iç içe kutlanır ve bu bizim zenginliğimizdir. Dostlarıma bayramda baklava ikram ediyorum, onlar da Paskalya 'da bana renkli yumurtalar getiriyorlar. Bizden önceki nesil Bosna'da böyle yetişti, ben de oğlumu böyle yetiştirecek ve ona Müslüman olmayı, ama en başta iyi bir insan olmayı öğreteceğim. Dedemden bahsedenler onu ne kadar tanıyor bilmiyorum ama o kendisini Avrupalı bir Müslüman olarak isimlendirirdi. Bhagavad Gita'yı, İncil'i, Eski Ahit'i, Dostoyevski'yi ve Schopenhauer'i, bunların hepsini ilgiyle okudu ve inancını o kültür üzerine inşa etti. Ailemde çoğu kişi Michelangelo'nun heykellerini ve Aziz Petrus Bazilikası’nı........

© Milli Gazete


Get it on Google Play