Görüşünüz nedir?
“Senin bu konudaki görüşün nedir?” sorusuna, “Benim görüşüm budur” deriz.
Acaba o görüş, senin görüşün mü?
“Benim görüşüm” dediğim şey, acaba benim görüşüm mü?
Bedenimiz, a vitamininden z vitaminine kadar isimlendirilen gıdalardan oluşurken, görüşümüz de a fraksiyonundan z fraksiyonuna kadar daha fazla görüşlerin karışımı olamaz mı?
Bir kitap veya makale okurken, “Aaa aynen benim gibi düşünüyor” dediğiniz olmadı mı?
Olduysa o tanımadığın insanla aynı görüşe nasıl geldin?
Biz, hepimiz, yediğimiz, içtiğimiz, gördüğümüz, duyduğumuz, tuttuğumuz, tattığımız her şeyin etkisi altında kalan insanlarız.
Üzüm şerbeti içen sarhoş olmazken, üzümün şarabını içen herkes sarhoş olur.
Gözümüzün görmesi için görülecek şeyin olması ve bir de aydınlığın bulunması gerekir.
Gecenin zifiri karanlığında elimizi göremiyoruz.
Mutlaka güneş, ay, mum, lamba, elektriğin ışığına ve bundan sonra ışık ihtiyacımızı karşılayacak daha başka teknolojiler geliştirilebilir ama her halükârda ışığa ihtiyaç var.
Bugünlerde en son güneş enerjisiyle aydınlanmaya, ısınmaya, serinlemeye çalışıyoruz.
Odundan kömüre, kömürden gaza, gazdan petrole, petrolden güneş enerjisine geçtik.
Yolumuz uzun. Ana karnından........
© Milli Gazete
visit website