Gerçek tehlike
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
İslam’a girenleri bilip tanımak kadar, İslam’dan çıkanları da bilmek ve tanımak gerekir. Dostu ve düşmanı tanımadan, Adil Düzen ve Yeni Bir Saadet dünyası kurmak için mükemmel bir eylem planı hazırlamak imkânı olmaz. Hak-batıl mücadelesinde Müslümanlar için gerçek tehlike, Kur’an ve Sünnet bilgisiyle belirlenmiş bir eylem planından yoksun olmaktır. Bakara Sûresi’nin 194, 195 ayetleriyle durumumuzu gözden geçirelim: “Savaşmanın yasak olduğu haram ay, haram aya karşılıktır. Bu aylara ve mukaddesata hürmetler, saygı da karşılıklıdır. Size kim saldırıda bulunursa, onun size saldırdığı kadar siz de ona saldırın. Allah’tan ittika edin, bilin ki Allah muttaki kullarıyla beraberdir. Allah yolunda infak edip harcayın. Allah yolunda cihattan, infaktan geri durarak kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Yaptığınız işi güzel yapın; Allah işini güzel yapanları sever.” Cihattan ve Allah yolunda infaktan geri durmak, müminler için büyük bir tehlike sayılmıştır. Ebu Eyyub el Ensari anlatıyor: “İstanbul’u fethetmek maksadıyla Medine’den yola çıktık. Ordunun başında Abdurrahman bin Halit vardı. Bizans ordusu arkasını şehrin suruna vermişti. Birisi düşmana hücum etmeye yöneldi, insanlar ona; ‘Yapma, yapma’ dediler. Sonra da onun bu hareketine şaşarak: La ilahe illallah, adam eliyle kendini tehlikeye atıyor’ diye söylendiler. Bunun üzerine Ebu Eyyub El-Ensari şöyle dedi: ‘Bu ayet, biz ensar topluluğu hakkında nazil olmuştur. Allah, Peygamberine zafer verip İslam’ı galip getirince biz; ‘Gelin cihadı bırakıp, mallarımızla uğraşalım, işimizi gücümüzü yoluna koyalım’ demiştik. İşte bunun üzerine Allah: ‘Mallarınızı Allah yolunda harcayın, kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın…’ ayetini indirdi.” Bu ayet nazil olduktan sonra Ebu Eyyub el-Ensari asla cihattan geri kalmamış ve son cihat seferi İstanbul üzerine olmuş, bu........
© Milli Gazete
visit website