Orada, bir savaş var uzakta. ‘O savaş bizim savaşımızdır’ dememek için direnen, üstlenmemek için elinden geleni yapmayı direniş zanneden, kendi kitlesel varlığından gayrı güç tanımayan ve içinde yaşadığı kafesi mutlaklaştıran bir topluluk, herhalde kirlenmiş vicdanını, her yanına ırkçılık bulaşmış insanlığını teskin etmekten başka bir şey yapamaz. Orada, mücahitlerin tam teşekküllü orduyla, Siyonistlerinse halkla çatıştığı bir savaş vardır. O savaş, meclisinden tezkere geçirilen memleketler için Irak kadar uzaktır. Siyonizm gölgesinde Yahudi yardakçılarının tahakkümüyle yeşillenen insanlar, uyutulmak hususunda ne denli sorunluysa belli uzaklığa ikna olmak da o kadar mazurdur. Zira bu topraklarda kandırılmak ata sporudur! Filistin de bu simülasyon evreninde debelenip duranlar için hayli uzaktır; çünkü gezegende oradan daha özgür bir başka ülke yoktur! Ki Filistin, er ya da geç hür, özgür, bağımsız bir selamet yurdu olur. Siyonizm’in taşeronluğunu üstlenen iktidarların tahakkümü altındaki tüm diğer ülkeler, ülkesini bağımsız zanneden insanlar nasıl kurtulur, onu dert etmek gerekir. Gayrı dünyada, halkların çaresizliği Filistin kadardır. Aynı halklar kendi ülkelerinde Siyonist diye tanımlanmamış ama alabildiğine işbirlikçi yönetimler tarafından zulme uğrar, katledilir, hapsedilir, hizaya çekilir.

Çoğunluk için Filistin, zaman zaman gündeme gelen (ekrana, sosyal medyaya, yazılı ve görsel yayınlara yansıdığı kadarıyla), muhatapta acıma duygusunu canlandıran, hüzün bırakan ama çok geçmeden unutulan bir meseledir. Yine birtakım aktivistler, popülistler, politikler için dönemlik faaliyet konusudur! Halklar da yaşamdan koparılan insanlardan daha çok, semavi dinlerce kutsal kabul edilen topraklar için hassasiyet taşır. Oysa insan yaşamı, insanın özgürlüğü, refahı, mutluluğu, sağlık ve selameti sahip olunabilecek her değerin fevkindedir.

Memleket dahilinde orantısız hamaset kimilerini ‘sırada biz varız’ gibi hezeyanlara sevk eder. Toplumsal hamaset için bilinçli bir sevktir de herhalde etliye sütlüye dokunmayan, sorumluluk üstlenmeyen, mücadeleye yanaşmayanlar için mazeret teşkil eder. Zira mezkur söylemle araya sınır konulmuş, uzaklık belirtilmiş, hayali bir tampon bölge belirlenmiş olur. Filistin kimsenin tampon bölgesi olmadığı gibi savaş herhangi bir memleketin sınırlarına dayanmaz. Bilakis Filistin, bombalanan, öldürülen, işgale uğrayan insanlığın bizzat kendisidir ve savaş da insanlık sınırına dayanır. Irkçı emperyalizmin şube başkanları kendilerine yönelik taarruzun daha müstakil, özel, münhasır olmasını arzulasa da düşman tüm insanlığı hedef alır. O kadar ki can taşıyan her varlık, insan, hayvan ve nebat, cümle mahlukat yok edilmelidir ki bu deccal aratmayan varlıklar yeryüzüne hâkim olabilsin! Dolayısıyla devam eden savaşımı benimsememek için sıra bizde, sıra bilmem kimde diye zırvalamak, kimseyi can vermekten, kan kaybetmekten korumaz. İnsanlık için en büyük tehdit olan Siyonizm’i, ırkçılığı, emperyalist ruhsuzluğu izale etmez.

Halkların çaresiz kaldığı yerde işbirlikçi yönetimler, izlemekle yetinmez; dün taşlar, bugün silahlarla ve her daim canlarıyla direnen insanların adeta tükenişini bekler. O zaman kahraman milletleri, uçan kaçan silahları, profesyonel askerleri, özel kuvvetleri, istihbarat birimleri, yeşil sarıklı mücahitleriyle savaşa dalıp düşmanın hakkından geleceklerdir ki, tarihte emsali görülmemiş bir destan yazılabilsin! Emsali görülmediği ve kullanılmayan göz, yürek, akıl işlevini yitireceği için doğal olarak bu hayal, dalaletten başka bir şey getirmez. ‘Ama bizimkiler bir müdahil olsalar var ya’ hikâyeleriyle ömürler hiç edilir.

Güneş dünya üzerinde çokça deveran ettikten sonra (yani ki inanan bir insan 27.550 kez sabah namazına kalkıp hâlâ yaşıyor olduğuna hayret ettikten sonra) doğu ya da batı cenahında insaniyet namına yeni bir şey olmadığını görüverir. Filistin işgale maruz kalmakta, insanlar toprağından çıkarılmakta; akın akın doğudan batıya, güneyden kuzeye doğru sürülmekte, yeryüzünün her yanında azınlık semirmekte ve çoğunluk sömürülmektedir. Beyinleri, düşünme melekeleri, hisleri bile işgal edilmiş izleyiciler, insanın insan eliyle mağdur edilişine dönük her haksızlık için oturup dua eder! Yapabileceği başka bir şey olmadığından değil, inançsal konfordan; savaşmak, cehdetmek, doğru olanı yapmak üstüne hükümlerin kendisinden ağdığını düşünmekten… Devrin değiştiğine yönelik tezler geliştirip yaşadığı zamanı ve sözlerine tutundukları kimi varlıkları put edinmekten… Mahlukatın en şereflisi olmanın şelale gibi arzulara, dünyaya bağlanmaya, reel politik ve dahi ekonomik kaygılara kurban gidişinden…

QOSHE - Asrın Dalaleti - İshak Koç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Asrın Dalaleti

5 0
05.12.2023

Orada, bir savaş var uzakta. ‘O savaş bizim savaşımızdır’ dememek için direnen, üstlenmemek için elinden geleni yapmayı direniş zanneden, kendi kitlesel varlığından gayrı güç tanımayan ve içinde yaşadığı kafesi mutlaklaştıran bir topluluk, herhalde kirlenmiş vicdanını, her yanına ırkçılık bulaşmış insanlığını teskin etmekten başka bir şey yapamaz. Orada, mücahitlerin tam teşekküllü orduyla, Siyonistlerinse halkla çatıştığı bir savaş vardır. O savaş, meclisinden tezkere geçirilen memleketler için Irak kadar uzaktır. Siyonizm gölgesinde Yahudi yardakçılarının tahakkümüyle yeşillenen insanlar, uyutulmak hususunda ne denli sorunluysa belli uzaklığa ikna olmak da o kadar mazurdur. Zira bu topraklarda kandırılmak ata sporudur! Filistin de bu simülasyon evreninde debelenip duranlar için hayli uzaktır; çünkü gezegende oradan daha özgür bir başka ülke yoktur! Ki Filistin, er ya da geç hür, özgür, bağımsız bir selamet yurdu olur. Siyonizm’in taşeronluğunu üstlenen iktidarların tahakkümü altındaki tüm diğer ülkeler, ülkesini bağımsız zanneden insanlar nasıl kurtulur, onu dert etmek gerekir. Gayrı dünyada, halkların çaresizliği Filistin kadardır. Aynı halklar kendi ülkelerinde Siyonist diye tanımlanmamış ama alabildiğine işbirlikçi yönetimler tarafından zulme uğrar, katledilir, hapsedilir, hizaya çekilir.

Çoğunluk için Filistin, zaman zaman gündeme gelen (ekrana, sosyal medyaya, yazılı ve görsel yayınlara yansıdığı kadarıyla), muhatapta acıma duygusunu canlandıran, hüzün bırakan ama çok geçmeden unutulan bir........

© Milli Gazete


Get it on Google Play