Allah-u Teâlâ’nın sevdiği kişi
Rabbimizin (C.C.), insanlara verdiği en büyük nimet, akıldan sonra îmandır. İmanı elde etmiş kişinin en mûteber ameli, Allah-u Teâlâ’nın sevgisini kazanmaktır. Bir insan Allah’ın sevgisini kazandı mı onun sevgisi bütün melekler tarafından bilinmekte ve Allah’ın sevdiği o kişi bütün mahlukat tarafından da sevilmektedir. Bundan büyük bahtiyarlık olur mu?.. Allah-u Teâlâ’nın sevgisini kazanmanın yolu, onun emrettiği yolda yürümek, farzları yapmak, elinden geldiğince de nafile ibadetlerle Allah-u Azimüşşan’ın sevgisini kazanmaya çalışmaktır. Kişi Allah-u Teâlâ’nın sevgisine mazhar oldu mu, artık onun koruyucusu Allah’tır. Şu hadis-i şerife bakalım:
“Ebû Hüreyre Radiyallahu Anh’ten rivayete göre, Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
“Allah-u Teâlâ, ‘Her kim benim veli kullarıma düşmanlık ederse, muhakkak ben ona harb açarım. Bir kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden bana daha sevimli bir amel ve ibâdetle yaklaşmamıştır. Kulum bana nafile ibadetle de durmadan yaklaşır, nihayet onu severim. Bir kere de onu sevdim mi, artık ben o kulumun işiteceği kulağı, göreceği gözü, şiddetle kavrayacağı eli ve yürüyeceği ayağı olurum, (fena şeyleri dinlemekten, fena şeylere bakmaktan, helal olmayan şeylere el uzatmaktan, fena yolda........© Milli Gazete
visit website