Beklenen değişime dair
Bizde eğitime yönelik değişim ihtiyacı iki yüzyıldan beri var. Bu süre zarfında hem eğitim sistemini hem de bireyi çağa uyumlu hale getirmek için yapılan değişimler, endoktrinasyon ile ekonomiyi birbirine bağımlı hale getiren bir sisteme dönüşmüştür. Böylelikle kadim geleneğin bir gereği olarak eğitimin ontolojik ve epistemolojik değeri sonlanmış; insan, âlemin içinde bir âlem değil, alelâde bir varlık haline getirilmiştir. Bunun neticesinde insan, kapitalizmin / sekülerizmin kulvarında yürüyen, bu fasit dairede kendisine bahşedilen hedefleri tutturmaya çalışan ve bu cenderede boğulmayı yaşamak zanneden bireye indirgenmiştir. Artık, bundan böyle insana ve topluma düşen, bu değişimin nimetlerinden (!) olabildiğince çok faydalanmaktır, zira değişimi içselleştiremeyen (!) geri kalmışlığın ıstırabını (!) her bakımdan çekecektir.
Elbette hissettirilen bu değişim mecburiyetinin hayati zararları olmuştur. Bunlardan biri kendini sürekli olarak unutmaktır. Dünyayı takip ederek değişimi hayatın merkezine koymak; kendini önce kenara atmaya, sonra da unutmaya yol açmıştır. Değişimi sürekli gündemde tutmanın ikinci olumsuz yanı esasın (özün) unutturulması, bir başka deyişle insanda öz bırakmamasıdır. Kentsel dönüşümle eskiyen evlerin yıkılıp yerine........
© Maarifin Sesi
visit website