Tavşantepe Köyü masum olabilir mi?
21 Ağustos’ta öldürülmesi üzerinden neredeyse bir ay geçti ama hala 8 yaşındaki Narin Güran’ı kimin ve neden öldürdüğünü bilmiyoruz.
Peki neden?
Televizyonlara göre köy sessizlik yemini edip, katili koruduğu için.
Bazı yorumculara göre Jandarma cinayet soruşturmalarında yetersiz olduğu için.
Ya peki şu anda bu cinayetin aydınlanması önündeki en büyük engel, köylülerin sessizliği değil de geri kalan herkesin gürültüsüyse?
Bir köy; tarikatçı, Hizbullahçı, feodal ilan edildi, ailede neredeyse herkes hakkında yasak cinsel ilişki iddiası ortaya atıldı, bütün köy halkı sorguda ser verip sır vermeyen Omerta Kanunu’na sadık kararlı militanlar gibi şeytanlaştırıldı, bütün oklar Güran ailesine yöneltildi.
Bu saatten sonra katil Güran ailesinden biri çıkmazsa, şartlandırılan milyonlarca insan buna nasıl ikna olacak?
Galiba şu anda soruşturmanın önündeki en büyük engel günlerdir televizyonlardan yayılan kültürel önyargılar, ideolojik propaganda, siyasi hesaplaşmayla dolu bu kanaat çöplüğü.
Peki bütün bu önyargılar, sızıntılar, suçlamalar katile yardım ediyor olabilir mi?
Narin cinayetiyle ilgili bana bu soruyu sorduran, bütün propaganda makinesinden uzakta Fransa’da yüksek lisans yapan, mahalleyle ve aileyle bir yakınlığı olmayan Diyarbakırlı Miham Akkul’un en başından itibaren bütün haberleri, delilleri, ifadeleri takip ederek yazdığı çarpıcı mektup oldu.
Mektup şöyle başlıyor:
“Doğup büyüdüğüm bu yerde olan hadiseler için “j’accuse” ( İtham ediyorum) diyeceğim. Zira 8 yaşındaki kız evladı katledilen bir anne, iffetsizliğinin hırsına kızını kurban ettiği suçlamasıyla demir parmaklıklar ardına itildi.
Ülkenin muhalifleri için amiral gemisi olan kanalın muhabiri ve İstanbul’daki stüdyoları gerçeği değil adeta Salim Güran’ı suçlayacak bir kanıt arıyor. Bütün bu konuşmalar tartışmalarda , Kürtler arasındaki ensest ilişkiler , Mustafa Kemal’in ağaları CHP mebusu yaparak feodaliteye karşı verdiği amansız mücadele, tarikat ,cemaat aralara sıkıştırılıp asıl suçlular ima ediliyor.
Hatta bu rüzgara kapılan Kürt hareketinin tutuklu eski genel başkanın avukatı “zihniyetimizi sorgulamalıyız” diyerek yeterince ehlileşmemiş olmanın mahcubiyetini duyuyor. DEM Partisi “kahrolsun Hizbullah” diye sloganlarla yürüyüşler düzenliyor, 32. Gün’ün Silvan’da Hizbullah mezar evlerinin çıktığı Yolaç Köyü’nden çektiği video Tavşantepe Köyü diye paylaşılıyor binlerce beğeni alıyor.
Bazıları hızını alamayıp yeraltı arama cihazlarında Hizbullah’ın kayıp silahlarının çıktığını iddia ediyor ve derin devletin direktifleriyle Narin olayının bu yüzden kapatıldığı söyleniyor.
Peki gerçekte ne oldu ve bu Tavşantepe köyündekiler kimdi ?
Tavşantepe Köyü’nün seçim sonuçlarına baktığımızda 2015 yılından itibaren çeşitli partilerin birinci çıktığını görebiliyorduk. 2015’te HDP, 2023’de İYİ Parti, 2024’de AAK Parti birinci olmuştu. Köy Hizbullah’ın filan değildi hatta ailesi gözaltında olan Baran Güran kızkardeşinin cenazesini almış, devlet ve iktidar destekli medya Baran’ın Newroz görüntülerini paylaşmış, aileyi DEM ve PKK sempatizanlığıyla suçlamıştı. Hizbullah kanadı da DEM’lilerin küçük Narin’i Suriye’ye kaçırıp YPG için yetiştirdiğini ima eden twitler atmıştı. Hüda-paralılar morg önünde cenaze bekleyenlere başımıza ne geldiyse Avrupa’dan geldi diskuru çekmişlerdi.
Güran ailesi yüzyıllar önce Şehrizor bölgesinden Diyarbakır’a göçmüştü. Öyle derin politik angajmanları filan olan bir aile değildi. Diyarbakır büyüyüp surların dışına taştıkça değerlenen arazileri sayesinde iyice zenginleşmişlerdi. Köy muhtarı Salim Güran, şehre göçenlerin tarlalarıyla da ilgilenir herkese çeşitli bilgilendirmeler yapardı. Kısaca akrabalarının malına mülküne göz kulak olup ailenin reisi rolünü oynardı.
Narin’in kaybolduğu 21 Ağustos günü Antalya’daki Mehmet Şerif Güran’ı da aramış ona pamuklarının kurtlandığını fotoğraflar eşliğinde haber vermişti. Bu görüşmeyi cinayeti örtbas için profesyonel destek almak için yaptığı bile öne sürülmüştü.”
Ardından mektupta delillere ve iddialara bakılıyor.
2 Eylül günü gözaltına alınan amca Salim Güran’ın üzerine şüpheleri çeken ilk iddia, Güran’ın 15 Ağustos tarihli son Facebook postunun altına yazılmış bir nottu.
Benzin istasyonu çalışanı Murat Çınar Çatalca’nın yazdığı iddia edilen not 4 Eylül günü tüm medyada haber olmuştu:
“Salim Güran köyün muhtarıdır. HTS kayıtlarında olay öncesi ve sonrasıda Narin Güran'ın annesi ile hem mesajlar hem de aramalar kayıtları var. Olay günü Narin kaybolduktan 15-20 dk sonra bu it Salim Güran kendi aracıyla hızla köyden çıktı. Yakıtını da almıyor. Bir petrole giriyor marketten ıslak mendil alıyor. Kamera kayıtları alındı. Yemin ederim kamera kayıtlarını kendim verdim jandarma komutanına. Benim görüntülerden hiçbir şey paylaşmamam istendi. Hatta paylasmamda delil medyaya vermekten ceza alırım denildi. Bu muhtar Narin'in erkek kardeşi Enes ile de görüşüyordu. Telefon kayıtlarına göre olay sonrası ve kamera kayıtlarında ne yazık ki Narin ya baygın ya da Salim elleriyle boğmuş vaziyette yatıyor ön koltukta ve üstünde koyu kahve renginde bir battaniye vardı. Muhtarı petrol çalışanları da tanıdığı için şüphe yoktu. Ayrıca muhtar telefonu kapalıydı ve 2 saat sonra köye karanlıkta dönüyor. Bu sefer köye döndüğünde sanki hiçbir şeyden habersiz gibi davranıp ne olmuş Narin'e diye ağlamış üzüntü süsü vermiştir."
Haberlerde benzincide çalışan Murat Çınar Çatalca’nın bu nottan sonra Jandarma’ya gidip ifade verdiği iddia edilmişti.
Sonra tuhaf bir şekilde aynı iddiaları yazan başka Facebook hesapları da ortaya çıktı:
Ama aslında ortada ne ifade vardı, ne benzinci, ne de benzinciden Jandarma’ya verilmiş güvenlik kamerası kaydı.
Aslında ortada 2019 yılında intihar notu paylaşmış Murat Çınar Çatalca diye biri de yoktu.
Kısa süre sonra hem onun hesabı, hem de ona destek veren diğer hesaplar kapanıp, ortadan kayboldular.
Mektuptan okuyalım:
“Narin Güran’ın kaybolduğu ilk hafta Salim Güran hakkında ortaya asılsız bir benzinci hikayesi atıldı. Güya Salim Güran Ağustos ayının 40 derecelik Diyarbakır sıcağında Narin’i öldürmüş ve o sıcakta battaniyelere sarıp herkesin göreceği şekilde ön koltuğa oturtmuş, ıslak mendil almaya çıkmıştı. Bu absürt iddia günlerce tartışıldı hatta pompacının ölümle tehdit edildiği söylendi.”
Ama medyada günlerce dolaşan bu sahte paylaşımdaki “Güran’ın arabasında ön koltukta battaniyeye sarılmış Narin’in cesedi” iddiası birkaç gün sonra kritik bir........
© Karar
visit website