İki an bir anda birden...
İkinci bir ânı ilkinin beklenmedik şekilde beni alt üst etmesine borçluyum. İlkini zihnimde evirip çevirip de yerli yerine oturtmaya çalışırken ikincisi yılların arasından uyanıp geldi. Aslında hiçbir yönden birbirleriyle ilgileri yoktu. Aralarında büyük bir zaman farkı olduğu gibi mekânlar arasında da yüzlerce kilometre vardı. Fakat zihin denilen mekanizma bazı şeyleri yüzlerce kilometre değil, binlerce kilometre uzağa fırlatıp onu hayatsız bırakırken çok çok dipte unutulmuş, belki de o denli değerli olmayan anıları, yaşam parçalarını, bir kayıp parçası bulunmuş antik bir vazo sevinci benzeri önümüze koyuveriyor.
Arabamın sağ ön lastiğine dair basınç sorunu her kullandığımda bir acil son dakika gelişmesi gibi göstergelerin içinde parmak sallayıp duruyordu. Birkaç müdahale sonuç vermemişti. Bu konuda uzmanlaşmış çocukluk arkadaşımı telefonla arayıp uygunsa hem kendisini görmek istediğimi hem de hızlı ve kısaca özetlediğim sorun konusunda yardımına ihtiyaç duyduğumu söylemiştim. Planlanan zamanda yanındaydım. Bütün ayrıntı ve ihtimalleri değerlendirerek meseleyi halletti. Ayrıca sorunu kafamda büyütmememi salık verdi. Çayını da içtikten sonra izin istedim. Bulunduğum mevkiye yakın bir yerde başka bir işim vardı. Oraya nasıl çıkabilirim dediğimde; çok kolay şu trafik ışıklarından sağa dön, sonra da navigasyonunu aç, hemen kolayca varırsın, dedi.
Aracımda navigasyon cihazı yok, cep telefonuyla da uğraşacak halde değilim.........
© Karar
visit website