Ercan Şen’le Başbaşa
Sizi 2006’dan sonra İnkılap Sokak’taki Vadi Yayınevinizde tanıdım. Orası bir dostlar meclisi Kültür Evi gibiydi sanki. Her kesimden insanları tanıdım orada. Bazılarıyla ilişkilerim hâlen daha devam ediyor. Ankara gibi bir yerde çayların ücretsiz oluşuna şaşırmıştım. O yıllarda çok sevdiğim kütüphanelerden koparılmış, emekli olmak zorunda bırakılmıştım. Hem Karadeniz havası hem de kütüphane havası solumak için yayınevinize sık sık uğrardım. Kapatmak zorunda kaldığınızda çok üzülmüştüm.
Bize kendinizi tanıtır mısınız? Çocukluğunuz Trabzon’da nasıl geçti?
Gözlerini kitap okuyarak bozan bir çocuk olarak kendimi tanıtayım. İlkokul son sınıfta öğretmenim, “Sen tahtayı galiba göremiyorsun çünkü yanındaki arkadaşının defterine bakarak ödevlerini yazıyorsun, şimdi elimle yapacağım rakamları bana söyle” dedi, tabii ben öğretmenin gösterdiği rakamların hiçbirini bilemedim… Dedi ki baban seni hemen bir göz doktoruna götürsün. Ve gittik, muayene sonucunda 1.75 miyop olduğum ortaya çıktı, 10 yaşındaydım, o günden beri de gözlük takıyorum.
Trabzon’da yeni evimize taşındığımızda ben 8 yaşındaydım ve mahalleyi tanımak için yaptığım karlı bir kış günü bir çocuk kütüphanesinin varlığını keşfettim… Meğer O kütüphane Trabzon’daki tek çocuk kütüphanesiymiş ve ben o günden ortaokul son sınıfa kadar neredeyse oradaki kitapların P’sini okudum. Bu bende çok büyük ufuklar açtı, devamlı kitap okuyordum.
Lise ve üniversite yıllarınız nasıl geçti?
Trabzon Lisesini bitirdiğimde sözel notları çok iyi ama sayısal notları kötü bir öğrenciydim. Buna rağmen sevdiğim ders olan kimya alanında okumak için KTÜ kimyagerlik bölümünü kazandım. Fakat birinci dönemin sonunda kimyanın bana göre olmadığını anlayıp tekrar üniversite sınavına girdim ve Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji bölümüne geçtim. Üniversitede okurken birkaç dergide örneğin, Hacettepe Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde çıkan “Plastik Sanatlar” dergisinde ve “Ankara Mavi Sanat” dergisinde ve ayrıca Trt 2 kanalında yönetmen yardımcısı olarak çalıştım.
Neden memuriyeti bırakıp yayıncılığı seçtiniz?
1989’da mezun olduğumda aklımda yayınevi kurma fikri vardı. 1990 yılı Mayıs ayında Vadi Yayınlarını kurdum ve ilk kitabımız olan ‘Bilim Dediklerini’ yayımladım. İngiliz sosyal bilimci Alan Chalmers’in yazdığı bu kitap bilim felsefesi alanında pozitivizm eleştirisini yapan ilk kitaplardan biriydi. Rahmetli Prof. Dr. Hüsamettin Arslan henüz doktorasını yeni yazıyordu ve bu kitabı da çok beğendiğinden çevirmeyi teklif etmişti… 1990 yılında uzman yardımcısı olarak memuriyete intisap ettiğim Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığından 28 Şubat sürecinde 1997’de istifa ettim ve daha önce kurduğum Vadi Yayınlarına yoğunlaştım. Vadi Yayınevinde 200 civarında eser yayımladım… Medeniyetler Çatışması, Tanrıyı Kıyamete Zorlamak, Sabiler gibi çok değerli eserler yayımladım. İlk CD’li Türkçe Sözlük ile Sosyal Bilimler Sözlüğünü yayımladım.
Neden tekrar memuriyete döndünüz?
2008 yılına kadar........© İnsaniyet
visit website