menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İran’ın rotası: Tufan mı istikrar mı?

238 10
27.05.2024

İran dışarda resmedilen yekpare dini-siyasi-askeri güç yığınağının aksine içerde farklı eğilimlerin sürtüşmeleri üzerinde yürüyen bir gemi. Evet velayet-i fakih temelinde rehberlik makamında oturan Ayetullah Ali Hamaney son sözü söyleyen otorite. Ama son sözü temellendiren farklı güç yığınakları arasındaki etkileşimin girift tarafları dış okumalara biraz kapalı. Rehbere bağlılığıyla siyaset üzerindeki etkisini sağlamlaştıran Devrim Muhafızları ile Devrim Muhafızları’ndan aldığı güçle kendi yetkisini uygulanabilir kılan rehber arasındaki çift yönlü ilişki sözünü ettiğim giriftliğin en önemli boyutunu oluşturuyor. İslami Şura Meclisi (parlamento), Uzmanlar Meclisi, Anayasayı Koruyucular Konseyi ve Yargı Erki sistemin yine rehberlik makamıyla koordinasyonu güçlü ana sütunlar olarak sisteme işlerlik kazandırıyor. Meşruiyeti besleyen medrese ve rıza üretim üssü medya da sistemin diğer sütunları. Pragmatist Haşimi Rafsancani, reformcu Muhammed Hatemi, popülist Mahmud Ahmedinejad ve ılımlı muhafazakâr Hasan Ruhani zamanında nispeten daha çeşitli, reformcu-muhafazakâr yarışında daha canlı ve rehberlik makamıyla daha uyumsuz bir ilişki vardı. 2021’de reformcu adayların elendiği, ‘seçilen’ muhafazakâr adayın başarısı için öteki muhafazakâr adayların da saf dışı edildiği bir seçimde İbrahim Reisi cumhurbaşkanlığı makamına getirildi. Böylece dini lider açısından uyum sorunu giderilmiş oldu. Geçen martta Şura Meclisi’nde muhafazakâr hakimiyet, Uzmanlar Meclisi’nde Hamaney’in oyun planına uygun bir mevcudiyet ile 1979’dan bu yana güçler arası en uyumlu tablo yakalanmış oldu. Muhafazakâr tekâmül tamamlandı. Kitleleri sandıktan uzaklaştıran, rejimin İslami karakteriyle sorunu olmayan reformcu ve ılımlı muhafazakârları dışlayan, sokaklara taşan değişim ya da özgürlük taleplerini bastıran bu simbiyotik ilişki aynı zamanda sistemin meşruiyet sorununu büyüttü.

***

Beri taraftan sistemin ana sütunları arasındaki yüksek uyum ‘koruyucu’ politikaların altını çizerken dış ilişkilerde ezber bozdu. Bugün uluslararası aktörler Reisi’den sonra İran dış politikası nereye evrilir sorusuyla meşgul olurken ahkam kesmekte zorlanıyor. Reformcu cumhurbaşkanlarının hayata geçiremediği bazı açılımlar sistem için ‘muhafazakâr uyum’ sayesinde oldu. Kurulu düzenin kaygılarını sahiplenen bir cumhurbaşkanı onaylanmış planları uygularken iyi bir performans sergiledi. Reisi ile birlikte helikopter kazasında ölen Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan da plana uygun bir profildi. Gazze’deki soykırım savaşı etrafında İsrail-Amerikan ekseniyle tehlikeli boyutlarda yaşanan gerilimler bir kenara 2021’den itibaren dış ilişkilerde epeyce mayın temizlendi. Meydan okumanın çok keskinleştiği sokaktaki görüntülerden ve katılımın yüzde 41’e düştüğü seçimlerden bir ders alacaksa eğer, Hamaney geniş elek kullanmak durumunda. Bu reformcular ve ılımlı muhafazakarların önünün açılması anlamına geliyor. Sistem içi uyum, ülke içi uyumsuzluğu artırdı. Cenaze törenlerine kitlesel katılımın büyüklüğünden meşruiyetin teyidi sonucunu çıkarıyorlar ama Şiiliğin ölülerle ilişkisini anlatan bir gösterge dirilerin hesabına yazılamaz!
Hazirandaki seçimlere nasıl bir aday çeşitliliği ile girileceğini ve sistemin kime oynayacağını şimdiden kestirmek zor. Kimilerine “Reisi’yi mumla ararız” dedirten eski nükleer müzakereci Said Celili’den sistemin biraz ihtiraslı bulduğu Meclis Başkanı Muhammed Bagır Galibaf’a kadar pek çok isim öne çıkıyor. Fakat kim gelirse gelsin dış politikada mevcut rotanın değişmesi beklenmiyor. Bu cumhurbaşkanlarına bağlı bir rota değil. Hamaney’in liderliğinde sistemin temel unsurlarınca belirlenmiş ve yeni gelenlerden de uygulanması istenen bir yol haritası.

***

Reisi’ye atfedilen ama devletin temel parametrelerini barındıran ilişkiler, varılmış anlaşmalar ve yürütülen müzakerelerde bir devamlılık öngörülebilir. Bir kere Abdullayihan’ın yerine atanan Ali Bagari Kani müzakere ve temasların en kritik ayağındaydı. ABD ile nükleer dosya ve yaptırımlar başta olmak üzere Irak, Suriye, Lübnan, Filistin ve Yemen eksenli gerilimlerin konuşulduğu bir müzakere süreci........

© Gazete Duvar


Get it on Google Play