Belediyelerin mali tabloları ne kadar doğru?
Ahmet Arslan
CPA, MBA
Mali tablolar bir kurumun varlık, yükümlülük, özkaynak, gelir, gider, kâr veya zararını açıklayan tablolardır. Her kurum gibi belediyelerin de varlık, yükümlülük, özkaynak, gelir ve giderleri bulunmaktadır. Belediyelerin ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğu için her bir belediyenin varlık, yükümlülük, özkaynak, gelir ve giderleri kendi mali tablolarında (bireysel) yer almaktadır.
31 Mart 2024 Mahalli İdare Seçimleri’nden sonra seçilen bazı yeni belediye başkanlarınca eski yönetimden devralınan borçlar çeşitli yöntemlerle kamuoyuna açıklanmaktadır. Devralınan bazı borçların büyüklüğü kamuoyunun dikkatini çektiği gibi önceki yönetimin hesap verebilirliği konusunda da soru işaretleri oluşturmaktadır.
Belediyelerin mali tabloları yeterince denetlenmediği gibi söz konusu tabloları hazırlayan mali hizmetler biriminin (muhasebe yetkilisi) yetkinliği konusunda da önemli eksiklikler bulunmaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na göre, kamu idarelerinde muhasebe yetkilisinin muhasebe yetkilisi sertifikası (uzunca sayılabilecek bir mesleki eğitim ve sınavla elde edilen) almış kamu görevlileri arasından atanması gerektiği halde Kanunun sağladığı geçici istisna uygulamada bir nevi kalıcı kural haline getirilmek suretiyle belediyelerde muhasebe yetkililerin büyük bir kısmı muhasebe yetkilisi sertifikası ve hatta bu alanda akademik eğitim almamış kişilerden oluşmaktadır. Durum bu olunca birçok belediyede muhasebe hizmetleri muhasebe programı firmaları veya mali müşavirlerden destek alınmak suretiyle yürütülmektedir. Ne var ki, kamu idarelerinde muhasebe hizmetlerinin dışarıdan destek alınmak suretiyle yürütülmesi yasal olarak mümkün olmadığı gibi söz konusu kişilerden alınan muhasebe hizmetlerine ilişkin ödemeler Sayıştay tarafından kamu zararı hükmedilmektedir. Kaldı ki, söz konusu kişi ve firmalar kamu muhasebesine yeterince hakim olmadığı gibi mali tabloların bir kamu idaresinin hesap verebilirliği ve yasal sorumluluğu üzerinde ne kadar etkili olduğunun yeterinde farkında da değildir.
Bütün bunlar kamu idarelerinde mali tablolara yansıyan mali işlemlerin doğruluğu konusunda şüpheler oluşturmaktadır. Belediyeler özel sektör işletmeleri gibi tekdüzen muhasebe sistemine değil, devlet muhasebesi olarak Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğine tabi bulunmaktadır.
Söz konusu yönetmeliğe göre, gerçekleşen mali işlemler muhasebeleştirme belgeleriyle (ödeme emri belgesi veya muhasebe işlem fişi) kaydedilir. Belge olmadan kayıt yapılmaz. Aynı şekilde, Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliğ’ine göre; “Bütün muhasebeleştirme işlemlerinin, kanıtlayıcı belgelere dayandırılması zorunludur. Kanıtlayıcı belgeler, muhasebeleştirme belgesinin hazırlanmasını gerektiren ve ilgili mevzuatında belirtilen belgelerden oluşur.”
Her ne kadar belediyelerin mali tabloları periyodik olarak KBS sistemi üzerinden Hazine ve Maliye Bakanlığı’na (Muhasebat Genel........
© Ekonomim
visit website