Revize beklentiler
Piyasa işlemcileri ile merkez bankaları arasındaki ayrışma bugüne has bir konu değil. İlk defa da karşılaşmıyoruz. Bu nedenle 2008 sonrası süreçte Fed’in önderliğinde artan kurumsal iletişim çalışmaları artık kaçınılmaz bir kalite başlığı olarak dünyanın hemen hemen her noktasındaki para politikası üzerinde baskı unsuru olarak beliriyor. Gelişmiş ya da gelişmekte olan ülke varlık sınıfı olup olmaması arasında herhangi bir ayrım söz konusu değil. İletişim kritik. İletişim olmazsa olmaz.
İletişim konusunun farklı anlaşıldığı noktalar yok mu? Elbette var. En önemli ayrıntı, merkez bankalarına ait mesajların her zaman doğru ya da kabul görür bir gerçek olmadığında yatıyor. Merkez bankaları da yanlış yapıyor. Gerek hamle gerek zamanlama olarak. O vakit nedir? İletişimi konuşurken öncelikle doğrunun tek olmadığı gerçeğini kabul etmekle işe başlamak gerek. Bir diğer husus ise hikâyeye dair uzlaşıyı bir şekilde sağlamak. Buna da genel olarak “çıpalamak” kavramı üzerinden gidiliyor. Yani, merkez bankalarının beklentileri kendi kontrol ufku içerisinde tutabilmesi.
Bu köşeyi son 5-6 yılda takip eden herkes iyi bilir ki merkez bankaları ve özelinde iletişim konusuna dair farklı birçok yazı üzerinden sohbet etme şansımız oldu. Bu kez konuyu iletişim ile sınırlı tutmayacağım. Ancak, girişi bunun üzerinden yapma........
© Ekonomim
visit website