Bir 10 Kasım’da CHP
Cumhuriyetimizin ve çağdaş Türkiye'nin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü minnet ve saygıyla anarken, aramızdan ayrıldığı günde kaleme alıyorum bu yazıyı…
Kurucusu olduğu partinin “önde gelen” isimleri dün, O’nun ilke ve devrimlerini sonsuza dek yaşatacakları sözünü veriyordu. Ben, kurucusu olduğu partiyi (siz bunu mücadelesi, fikirleri ve eserleri olarak da okuyabilirsiniz) getirdikleri içler acısı hali mercek altına alacağım.
Önce baştan başlayalım…
Ekonomik eleştiri diye rakı zammı örneğinden başka bir şey aklına gelmeyen, hakkındaki dedikodular nedeniyle ayağının da röntgenini görme şerefine nail olduğumuz, “el yükseltip”, “Ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum.” diyen; ortada yakıcı sorunlar varken Kılıçdaroğlu’nun korumalarının yediği yemeği gündem yapmaya kalkan; hiçbir şey normal değilken “normalleşme” kavramını icat eden; Ramazan’da hurma taneyle, et gramla satılırken; Gaziantep’te fıstıksız baklava, Konya’da bayat ekmek yenilirken anketlerde oyları düşen; milletvekillerine “ayağa kalkılacak” talimatı veren ama onu da yarım yamalak yapabilen; Edirne’den Kars’a kadar CHP’lilerin partinin siyasi rotasına ilişkin endişeye düşmesini sağlayan; medya üzerinden kendi partisinin milletvekilleri ile tartışmaya giren; kayyum atamalarını eleştireceğim derken bir başka partinin otobüsü üzerinde sergilediği ve sarf ettiği sözleri parti tabanında büyük rahatsızlık yaratan; yaptığı her açıklamadan sonra açıklamanın açıklamasını yapmak zorunda kalan bir genel başkandan ve onunla birlikte hareket eden parti yöneticilerinden söz ediyoruz… Kuşkusuz yukarıdaki örnekleri daha........
© Ekonomim
visit website