Seçim sonrasına dezenflasyon randevusu
Enflasyon ne kadar yüksek olursa olsun siyasi kaygıların enflasyonla topyekûn mücadeleye hep üstün geldiği bir ülke Türkiye. Ufukta seçimin olması enflasyonla mücadelenin ötelenmesi için en makul gerekçe olarak kabul ediliyor. İktidarı, muhalefeti, iş dünyası neredeyse seçim öncesi enflasyonla bütüncül mücadeleye girişilemeyeceği konusunda hemfikir. Bunu Mayıs 2023 seçimleri öncesinde de net bir şekilde gördük. Enflasyonla bütüncül mücadeleyi odağına alan orta vadeli bir planın seçimin sonucu ne olursa olsun uygulanabileceği konuşuluyordu. Ancak, seçim sonuçlarının büyük kentlerde muhalefetin gücünü koruduğunu göstermesi iktidarın 31 Mart 2024 yerel seçimlerini de düşünerek adımlar atmasına neden oldu. Muhalefetin el artırarak katkıda bulunduğu, yeni ekonomi yönetiminin akıl dışı ilan ettiği seçim ekonomisi Mayıs öncesi kadar olmasa da hala sürüyor. Enflasyonu dayanılmaz hayat pahalılığı olarak hisseden ücret ve emekli maaşıyla yaşayanlar yine seçim öncesi kendilerine biraz nefes aldıracak artışların derdinde.
Tarihte görülmedik salgın ve 6 Şubat 2023’de yaşadığımız deprem felaketi koşulları, devam eden seçim ekonomisinin etkisiyle yüksek enflasyonu katlanılması zorunlu bir olgu olarak dayatıyor.
Ekonominin tüm dengelerini altüst eden, gelir dağılımını bozan, toplumsal ahlakı hırpalayan enflasyonu “afet” gibi algılayarak tüm kesimlerin dayanışması ile makul düzeye çekme düşüncesinin uzağındayız. Dezenflasyon sürecinin başlaması için seçim sonrasına randevu veriliyor. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu metinlerinden parasal sıkılaştırmanın dozunun ve şiddetinin 31 Mart seçim........
© Ekonomim
visit website