menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Succession ve Devrim Arabaları

20 0
30.05.2024

Bir dizi ve bir film üzerinden Türkiye’nin ve dünyanın en önemli sorunu olan, ihtiyaç duyulan dönüşümü yaratmak için gereken insan kaynağını yaratma işine odaklanacağız. Succession, halefini yaratma konusuna odaklanırken Devrim Arabaları halefini yaratamayan bir muazzam çabayı ortaya koyuyor.

İmparatorlukların en önemli sorunu, gelinen noktada ulaşılan büyüklükteki yapının yeni sorunlarını çözebilecek birini bulmak oluyor. Kuika Software Yönetim Kurulu Başkanı Süreyya Ciliv, bu sorunun benim için dikkat çekici bir boyutunu “geçmişi biliyoruz ama değiştirme gücüne sahip değiliz; geleceği bilmiyoruz ama değiştirebiliriz” sözleriyle ifade ediyor. İçinden geçtiğimiz hızlı dönüşüm döneminin kilit paradigması ya da ikilemi bu sözlerde gizli. Ciliv’in kurduğu cümlenin öznesi ise bu gerçeği keşfeden kendisi değil; belki de bu cümleyi henüz duymamış kişiler olacak. Ben bunun üzerine bir kat daha çıkacağım: Başlıkta bahsettiğim Succession dizisi ve Devrim Arabaları filmi ile ilgili bir şey anlatmayacağım. Bunlar artık tamamlanıp ürünleşmiş olan şeyler ve anlatmak istediklerimi daha iyi anlamanızı sağlayabilir ama ben değiştirebileceğimiz şeylere yönelik bir alet çantasına sahip olmanız için bazı şeyleri anlatacağım.

Devrim Arabaları filmini büyük bir heyecanla izlemiştim ama size anlatmak istediğim hafta sonunda gittiğimiz Eskişehir’de Pazar sabahı gidip gitmemekte kararsız kaldığımız TÜRASAŞ Devrim Arabaları Müzesi’ndeki deneyimim ile ilgili. Biz hızlı tren biletimizi alıp gittiğimiz için bir tura dahil değildik ve gezdiğimiz yerleri de kendimiz gezdik. Bu bize kimsenin anlatmadığı veya yönlendirmediği ve rastlantılarla öğrenme şansı bulduğumuz bir deneyim kazandırdı. Müzeye gelen grupların rehberlerinden “yancı olarak” faydalanma imkânı bulduk.

Müzeye ilk gelen ilkokul öğrencileri grubunun rehberi, Devrim’in hikâyesini anlattıktan sonra birkaç soru sordu. İlk soru, “Bu araba yapılırken ne yoktu?” şeklindeydi. Çocuklar hep bir ağızdan “otomobil mühendisi” diye bağırdı. Birisi onlara önceden sorunun yanıtını öğretmişti çünkü hiç bekleme olmadı. Rehber, “Doğru” dedi, “O yıllarda otomobil mühendisimiz olmadığı için Devrim’i lokomotif mühendisleri yaptı.” İkinci soru, “Pekiyi otomobilde başka ne yok?” şeklindeydi. Önceden öğrenilmiş yanıt, yine tereddüt edilmeden “Yan dikiz aynası” şeklinde verildi. Rehber, o tarihte yani dikiz aynasının lüks kabul edildiğini ve vergiye tabi olduğunu anlattı. Tura katılanlar doğru yanıtları vermiş olmanın huzuruyla fotoğraf çektirmeye geçerken ben de hem insan kaynağı hem de hükümet politikaları boyutuyla burada öğrendiklerimi tartıyordum. En önemli konu ise, daha önceden öğrendikleri yanıtları verip kendilerini başarılı kabul eden çocukların inovasyon yaratma güçlerinin bulunmadığını artık anlamamız gerekmesiydi. Bu işler böyle olmuyor. Daha sonra müzeyi ziyaret eden tur grubunun rehberinin “o zaman Devrim’i yapmıştık, bugün Togg’u yapıyoruz” sözleri de derdimize çare olacak güçte değil.

Dört tane üretilen Devrim’den siyah renkteki ikisinin akıbeti bilinmiyor; filmde gördüğünüz başarısız sürüş deneyiminin ardından ortadan kaybediliyorlar. Krem rengi iki otomobilden biri Eskişehir’de ve diğeri de İstanbul’da Rahmi Koç Müzesi’nde sergileniyor. Eskişehir’deki Devrim hâla çalışır durumda ancak ürünün korunması adına sürülmesine izin verilmiyor.

Succession doğrudan bir insan kaynağı problemine işaret ederken ikinci hikâyedeki süreçler, bizim insan kaynağımızı anlamamızı ve nerede liderlik edebileceğimizi görmemizi sağlamaya aday. Bizim insanımız öğrenme ve öğrendiğini uygulama konusunda çok yetenekli. Bu bize Avrupa’nın sanayi toplumu deneyiminde edindiği robot gibi hareket etme alışkanlığı nedeniyle kaybettiği çözüm üretme yeteneği alanında bir rekabet gücü sağlıyor. Ancak muhtemelen öğretmenleri ve annelerinin sahip olduğu çocuklara doğru cevabı öğretme yaklaşımı, hata yaparak daha doğru çözümü bulma yeteneğini köreltiyor. Oysaki çocukların kendi fark ettikleri şeyler doğrultusunda ve arkadaş grupları şeklinde hareket ederek gelişmesi, gelecekte bizim çok daha rekabetçi bir insan kaynağına sahip olmamızı sağlayacak.

Temel insan kaynağı problemi: doğru insanı yaratamama

Doğru insan ifadesini belirli özelliklere haiz olma anlamında değil, belirli süreçlerle kendisini geliştirmiş ve hâlâ bu olanağa sahip olma anlamında........

© Ekonomim


Get it on Google Play