Dış siyasetin araçsallaştırılması iyi bir fikir değildir
Amerikan başkanı seçilen kişiler genellikle yüklü bir iç siyaset gündemiyle göreve başlarlar. Ancak, kısa sürede Amerikan siyasi sisteminin karışıklığının bu gündemi gerçekleştirmelerine izin vermeyeceğini görürler. Çözümü, güçlerinin daha az sınırlamaya tabi olduğu, kamuoyunun daha az bildiği ve ilgilendiği, kolayca başarılı olduğunuzu iddia edebileceğiniz dış siyasete yönelmekte bulurlar. İnsan, acaba Türk hükümeti de bu yolu mu seçti diye düşünmeden edemiyor.
Son zamanlarda Türk hükümeti daha erken dönemlerde arkasına aldığı kamuoyu desteğinden mahrum kalmıştır. Seçmen, oyunu belirleyen güçlü endişenin iktisadi koşullar olduğunu düşünmeye başlamıştır, hükümetin izlediği siyasetten memnun gözükmemektedir. Enflasyon yüksektir, ücretler artan fiyatların gerisinde kaldığından kitleler daha önceleri yaşamadıkları oranda fakirleşmişlerdir. Gelir dağılımı bozulmaya devam etmektedir. Ulusal bütçe önemli açıklar vermekte, ödemeler dengesi ülke aleyhinde süregelmekte, ülkeye pek az dış yatırım girmektedir. Hükümet vergileri ve kamu hizmetlerinin bedellerini yükselterek kemer sıkmaya yönelmişse de, kendi işlerinde herhangi bir tasarruf tedbiri uygulamamaktadır. Özetle, hükümet olumsuz gidişi tersine çevirecek siyasetleri devreye sokamamıştır. Bazı gözlemciler, hükümete destek verenlerin çıkarlarının, hükümetin gereken tedbirleri almasına engel teşkil ettiğini söylüyorlar. Bu koşullar altında hükümetin Amerikan başkanlarının uyguladığı dış siyasete odaklanmak metoduna dönmesine şaşmamalıdır. Kitleleri arkanıza almanın en kolay yolu ülkenin acil bir durumla karşı karşıya bulunduğunu ilan etmek, iç siyaset çatışmalarından vazgeçerek hükümetin arkasında birleşmeyi, kötü........
© Ekonomim
visit website