Bir cesur yürek daha durdu
“Eğer yeni burun, yeni kulak ve yeni parmak üretebilirsen, dışarda -32 derecede yarım saatten fazla da yürüyebilirsin”. Bu satırlar bir mahkûmun, kutup bölgesindeki cezaevinden yazdığı mektuptan. Yürüyüş dediği de tavanı demir mazgallı beton, tabutluk gibi bir avluda yapılmakta imiş. Avlunun bir ucundan öbür ucuna uzaklık 11 adım. Söz konusu mahkum şöyle demiş “ Sabahın 06:30’unda yapılan yürüyüş kadar size enerji veren çok az şey var. Ve de etrafınızdaki beton duvarlara rağmen yüzünüze vuran sizi tazeleyen esinti.” İşte bu satırları yazan, içinde bulunduğu berbat duruma bile böylesine olumlu, mizah dolu bir gözle bakabilen o mahkûm geçen hafta öldü. Resmi açıklamaya göre, o sözünü ettiği bir sabah yürüyüşü sonunda çöktü ve bir daha kalkamadı. Ölümü, dünyada büyük yankı uyandırdı.
O siyasi mahkûm Aleksie Navalny idi. Aleksie Navalny’yi tanımlarken kullanılan unvanlardan birisi, muhalefet lideri idi. Navalny, belki Rus Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in en çok korktuğu siyasal rakibi idi. Hukuk okumuştu, avukatlık yapmıştı. Yolsuzluklara karşı çok aktif bir savaşçı idi; Yolsuzlukla Savaş Vakfı (The Anti-Corruption Foundation)kurucusu idi. Ve kıdemli bir siyasi mahkûm idi. Peki, Navalny 47 yıllık ömrüne bunları nasıl sığdırmıştı ve buraya nasıl gelmişti?
Aleksie Navalny’nin yaşam öyküsü
Navalny, baba tarafından Ukraynalı, anne tarafından Rus. Navalny’nin babası Sovyet Ordusu’nda bir subaymış, annesi ise ekonomist. Babasının asker olması nedeniyle çocukluğu Moskova yakınlarındaki askeri şehirlerde geçmiş. Yazlarını da babaannesinin yanında, Ukrayna’da Chernobyl yakınlarındaki bir köyünde geçirirmiş.
Rusya Halkların Dostluğu Üniversitesi’nden (Peoples’ Friendship University of Russia) 1998 yılında hukuk derecesi ile mezun olmuş. Daha sonra 2001 yılında Financial University’den “Borsa ve sermaye piyasaları” konusunda derece almış. İlk yıllarda çeşitli Rus şirketlerinde avukat olarak çalışmış.
Siyasi hayata atılması genç yaşında olmuş. Daha öğrenci iken liberal demokrasi ve pazar ekonomisini savunan Yabloko Partisi’ne katılmış. Bu partinin yerel teşkilatında liderliğe kadar yükselmiş. Ancak 2007 yılında ihraç edilmiş. Parti liderleri, Navalny’nin milliyetçi eylemlerle partiye zarar verdiğini belirtmişler. Örneğin, aşırı sağcıların yürüyüşüne katılmış. Bir röportajında Navalny, “Putin’e karşı muhalefet cephesini genişletmeliydik” diye bu yürüyüşe katılışını savunmuş. Ama asıl ihraç nedeninin parti lideri ile kişilik çatışması olduğunu belirtmiş.
Navalny, 2008 yılında “Hissedar eylemi” kampanyasını başlatmış. Hedefinde devletin sahip olduğu, halka açık ticari şirketler varmış Bu şirketlerden küçük hisseler satın almış. Bu şekilde hissedarlar genel kuruluna girme ve şirket hesaplarına erişme hakkını elde etmiş. Hissedarlar toplantılarına girince de finansal raporlardaki tutarsızlıklar, yönetimde ve hesaplardaki şeffaflık yoksunluğu nedeniyle şirket yöneticilerini sıkıştırırmış. Bu bulgularını kurduğu bir internet günlüğü sitesinde (Blog) yayınlamış. Bu site öylesine popüler olmuş ki, zamanın Cumhurbaşkanı Medvedey bile devlet kuruluşlarındaki yolsuzlukları kabul etmiş, Devlet ihalelerinde yapılan yolsuzluklar nedeni ile yıllık kaybın 31 milyar dolar mertebesinde olduğunu bile belirtmiş.
Navalny hiç boş durmamış. 2010 yılında ülkedeki yolsuzlukların paylaşıldığı RosPil diye bir site kurmuş. RosePil, rusçada “Rus Testeresi” anlamına geliyormuş. Testere de halkın dilinde bizdeki “Hortumlama” terimine paralel bir terimmiş. Resmi........
© Ekonomim
visit website