menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Global ticarette Asya-Pasifik dengesi

20 1
30.01.2024

İçinden geçtiğimiz süreçte küresel ticaretinde paradoksal bir durum söz konusu. Ben şahsen bunu dünyadaki dönüşüme yoruyorum. Dünyaya baktığımızda bir yandan serbest ticaret anlaşmaları ve bölgesel birliktelikler çoğalsa da diğer yandan korumacılık ve tarife dışı engellerin de her geçen gün arttığına şahit oluyoruz. Ülkelerin çeşitli önlemler almasına rağmen bugün dünyadaki tedarik zinciri birbirine pamuk ipliği kadar ince bir şekilde birbirine bağlı.

Mesela dünyadaki büyümenin yaklaşık @’ını sağlayan Çin’in kapanması gerek üretim gerekse lojistik anlamda tüm dünyayı etkileyebiliyor. Bunu pandemi zamanında net bir şeklide gördük. Yine Rusya-Ukrayna savaşının gerek gıda gerekse enerji fiyatlarında tüm dünyada nasıl bir enflasyonist etki yarattığına şahit olduk.

OYUN YENİDEN Mİ KURULUYOR, KARTLAR YENİDEN Mİ DAĞITILIYOR?

Orta Doğu’da İsrail-Hamas savaşı sonucu Süveyş Kanalı’nı kullanmak istemeyen oligopol yapıdaki uluslararası lojistik firmalarının tercihinden dolayı lojistik maliyet ve sürelerinin ticareti nasıl etkilediğini gördüğümüz gibi Avrupa’daki bir resesyonun ana pazarımız olması itibariyle ihracatımızda düşüşe neden olabileceğini tecrübe ettik. Dünyada bir dönüşüm olsa da oyun yeniden mi kuruluyor, kartlar yeniden mi dağıtılıyor henüz bilmiyoruz. Ancak ister yeni bir dünya olsun ister eski dünyanın devamı, Türk iş dünyasının küresel ölçekteki gelişmeleri yakından takip etmesi gerektiğinden eminim.

Uluslararası birçok raporda da belirtildiği gibi gerek küresel ticarette gerekse dünya ekonomisinin büyümesinde Asya Kıtası 2024 yılında önemli bir bölge olacak. Gelin önce Asya-Pasifik’in en büyük ekonomisi Çin’e bakalım. Zor geçen 2023 yılından en çok etkilenen ülkelerden biri de Çin’di. Malum dünyanın üretim merkezi. Batı ile ilişkiler, Tayvan gerginliği, durgun iç talep ve konut sektörünün durumu gibi sorunlarına rağmen yine de Çin için 2023’ün kötü bir yıl olduğunu söyleyemeyiz. Batı’nın ve özellikle ABD’nin Çin’in her geçen gün dünyada artan ekonomik, teknolojik ve politik hegemonyasını ‘’uzun vadeli en önemli tehdit’’ olarak gördüğünü ve ağırlığını Asya-Pasifik Bölgesi'ne verdiğini biliyoruz. Fakat diğer taraftan Çin’in de ABD’nin uzun zamandır bölgesel ana aktör olduğu bölgelerde etkisini artırdığını görüyoruz. Mesela Orta Doğu…

ÇİN’İN ORTA DOĞU’DA ARTAN HEGEMONYASI

Aralık 2022’de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping Arap ülkelerinin liderleriyle Riyad’da bir araya geldi. Toplantı sonunda açıklanan Riyad Bildirisi’nde Çin ile Arap ülkeleri arasında farklı konularda iş birliğini geliştirme ve stratejik ortaklık konusunda görüş birliği sağlandığı açıklandı. Bunun yanında Çin, İran ile Sudi Arabistan arasında ilişkilerin normalleşmesinde arabuluculuk rolü üstlendi ve Mart 2023’de karşılıklı elçiliklerin tekrar açılması ve ekonomik iş birliği anlaşması konularında mutabakata varıldı. ABD basını Çin’in bu rolünü “ABD’nin Orta Doğu’daki nüfuzuna gölge düşürecek nitelikte’’ yorumladı.

2023 Asya oyunlarında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad 19 yıl aradan sonra ilk kez Çin’e gitti. Şi Cinping Esad ile stratejik ortaklık imzalayacağını duyurdu ve Suriye Çin’in kuşak yol projesine katıldı. İtalya’nın Kuşak Yol Projesi'nden çıkmasının ardından Çin’in Laskiye ve Tartus limanlarıyla bu projenin Akdeniz ayağını oluşturacağı konuşuluyor. 2023 yılı içinde Sudi Arabistan, Katar, Mısır’ın Şangay İş Birliği Örgütü'ne (ŞİÖ) diyalog ortağı olarak katılması ve Bahreyn, BAE ve Kuvveyt ile ŞİÖ’ye diyalog ortaklığı için süreçlerinin başlatılması da Çin ve Arap ülkelerinin ilişkisi açısından önemli gelişmelerdendi. Çin ve Arap ülkeleri arasında değerlendirebileceğimiz diğer bir gelişmeyse G.Afrika’da düzenlenen BRICS zirvesindeydi. Bu zirvede alınan kararla S. Arabistan, İran, BAE ve Mısır’ın BRICS’e üye yapılması Çin ve bölge ülkelerinin ilişkilerinin gelişmesinde önemli bir süreç olacağı değerlendiriliyor. Batı’dan farklı olarak Çin; Arap ülkeleriyle olan münasebetinde özgürlük, demokrasi, insan hakları gibi Araplar için hassas olan konuları gündeme getirmeden mealen ‘’gelin ticari ilişkilerimizi geliştirelim’’ diyor. Bunda da Çin’in başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Gördüğünüz üzere Çin Orta Doğu’da tüm ülkelere dokunuyor; onlarla ekonomik ve alt yapı alanında önemli anlaşmalara imza atıyor.

ÇİN-ORTA ASYA İLİŞKİSİ, ŞİAN DEKLARASYONU

Malum uzun zamandır Orta Asya’da ana aktör olan Rusya, içinde bulunduğu Ukrayna savaşı ve Batı’nın yaptırımlarından dolayı aynı anda birçok sorunla uğraşıyor. Enerji ve yer altı kaynakları zenginliğiyle bilinen Orta Asya ise Avrupa, Hindistan ve Çin’in tabiri caizse radarında.

Eylül 2023’te Almanya Başbakanı Olaf Scholz Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan liderleriyle Berlin’de yaptığı zirvede ‘’stratejik bölgesel ortaklık’’ kuracağını açıklamıştı.

Aynı şekilde Çin’de sadece Orta Doğu’da değil Orta Asya’da da etkisini artırıyor. 18-19 Mayıs 2023’te Çin’in Şian şehrinde ilk kez düzenlenen C C5 zirvesi yapıldı. Şi Cimping Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kırgızistan devlet başkanlarıyla bir araya geldi. C C5 zirvesinin ardından Çin ve Orta Asya liderleri "Şian Deklarasyonu” adı verilen sonuç bildirisini imzaladılar. Artık bu zirve iki yılda bir düzenlenecek ve Çin’de bir sekreterya kurulacak.

Şian Deklarasyonu’nda alınan diğer bir karar ise, 6 ülkenin kendi........

© Ekonomim


Get it on Google Play