Patron musunuz yönetici mi?
İş ve sivil toplum hayatımızda kurumsallaşma ve performans odaklı çalışmanın önündeki büyük engellerden biri, patron ve yönetici rollerinin karıştırılması. Bir yanda kendini patron zanneden yöneticiler, bir yanda yöneticiliği bırak(a)mayan patronlar.
Patronlar kurdukları veya mirasla devraldıkları şirketlerin sahipleridir. Yöneticiler ise bu firmaları idare eden çalışanlar. Sivil toplumda patron yoktur, sadece yöneticiler vardır (en azından öyle olmalıdır). İki rol arasındaki bazı temel farkları hatırlayalım.
İşler iyi de gitse, kötü de gitse, şirket batana veya satılana kadar patron değişmez. Hâlbuki yönetici şu veya bu sebeple işten çıkarılabilir, daha iyi bir fırsat görürse şirketten ayrılabilir veya bir gün emekli olur. İki rol arasındaki süre asimetrisi risk algısını ve performans odaklılığı etkiler.
Patronun vadesi uzun, yetkisi sınırsız, genellikle de gözü karadır. Yöneticinin vadesi kısa/ orta, yetkisi sınırlı, riske yaklaşımı temkinlidir. Bu yüzden patron rakiplere haddini bildirmek için zarar etmeyi göze alabilir, sadece prestij için büyük reklam kampanyalarına girişebilir, iddialı kapasite artırımlarının altına imza atabilir. Yönetici........
© Ekonomim
visit website