Cezaların kişiselliği ve mirasçılar
Anayasamızın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinin 7. fıkrasında yer alan “Ceza sorumluluğu şahsidir” düzenlemesi, Çağdaş Ceza Hukukunun bir temel ilkesini yansıtmaktadır. Bu ilke doğrultusundaki Ceza Kanunumuzun 20. maddesine göre de “Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.”
Bu şekildeki ilke ve düzenlemeler ceza sorumluluğunun başka kimselere geçmemesi, bizzat kişinin üstünde kalmasını ifade etmektedir ki, bunun sonucu olarak da çağdaş ceza hukuklarında failinin ölümü, cezalandırma ilişkisini sona erdiren bir neden olarak kabul edilmiştir. Zaten bu sebepledir ki, Ceza Kanunu’nun 64. maddesinde, sanığın ölümü halinde, kamu davasının düşmesine karar verileceği, hükümlünün ölümü halinde ise, hapis cezalarının ve henüz infaz edilmemiş adli para cezalarının ortadan kalkacağı hükme bağlanmıştır.
Ceza hukukunun bu temel ilke ve düzenlemeleri, kabahatler hukuku ve dolayısıyla vergi yaptırım hukuku bakımından da geçerlidir. Nitekim Vergi Usul Kanunu’nun 372. maddesinde “ölüm halinde vergi cezasının düşeceği” açıkça hükme bağlanmıştır.
Mükellefin ölümü halinde kendisi aleyhine kesilmiş bulunan vergi ziyaı veya diğer cezaların düşeceği bu düzenlemeler karşısında açıktır. Örneğin kendisi aleyhine tarh edilmiş ve ödenmemiş vergi ve ceza borcu olan bir mükellefin vefatı halinde........
© Ekonomim
visit website