menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Devletsiz Hukuk I

7 0
09.06.2024

Hukukun mahiyeti hakkında çağımızda baskın olan görüş, onun belli bir irade tarafından bilinçli tasarım eseri olarak yaratılmış olan bir kurallar sistemi olduğunu varsayar. Bir zamanlar bu irade kralların, sultanların, padişahların keyfî iradesi idi, son iki yüzyıldır ise bunların yerini ‘’demokratik’’ parlamentoların nispeten yumuşatılmış olsa da halâ keyfî olan iradesi almıştır.

Ancak modernizmin rasyonalist damarıyla yakından bağlantılı olan bu hukuk görüşüne hiç karşı çıkılmamış ta değildir. Kolektivist anarşistler değil elbette ama Avrupa’da ve -daha çok ta- Amerika’da ‘’kendiliğinden gelişen’’ düzen ve kurumlar paradigmasına bağlı olan liberteryen veya bireyci anarşist düşünürler devletçi hukukun hür ve medenî bir toplum idealiyle bağdaşabilir olmadığını göstermeye çalışmışlardır.

Klasik liberal düşünce geleneğinde 20. yüzyılda bu yolu açmış olan Bruno Leoni ve Friedrich A. Hayek gibi, bugün de Amerikalı hukukçu John Hasnas ‘’hukukun siyasîleşmesi’’ olarak nitelediği devletçi hukuk anlayışını sorgulayan bir kitap yazdı: Common Law Liberalism (2024). Leoni ve Hayek’in bu konudaki görüşlerini başka bir yazıda ele almayı düşünüyorum; bugün ‘’devletsiz hukuk’’ bahsinde John Hasnas ve Bruce Benson’ın katkılarından söz edeceğim.

Ama buna geçmeden önce, klasik-liberal ve liberteryen öğretinin kilit kavramlarından biri olmakla beraber, sadece başka dünya görüşü veya ideolojilere bağlı olanlara değil, ortalama insana da pek sempatik gelmeyen bu ‘’kendiliğinden düzen’’ paradigmasının anlamı hakkında birkaç söz söylemeyi faydalı buluyorum. Çoğu insan bu terimle, hiç kimse bir şey yapmadığı halde, durup dururken oluşan, adeta ‘’hüdayınabit’’ gibi bir şeyin kastedildiğini sanır ve bu nedenle ona kuşkuyla bakar. Çünkü ‘’düzen’ kelimesi modern insana bir düzenleme iradesini, bir faili çağrıştırır. Oysa beşerî varoluş bakımından hayatî olan düzen ve kurumların çoğu herhamgi bir belirli iradenin eseri değildir.

Öte yandan, ‘’kendiliğinden düzen’’le anlatılmak istenen elbette insanların eylemlerinden doğan bir düzendir; ama kendi ayrı amaçlarını gerçekleştirme peşindeki bireylerin eylemlerinin,........

© Diyalog Gazetesi


Get it on Google Play